Önce mesaj geldi. Instagram’dan yazmış: “
Bugünkü yazınızdaki gençlere biricik kızım da dahil. Size gözlemlerimi aktarmak istiyorum”
dedi. Uygulama üzerinden telefonlaştık. Bülent Ecevit’ten beri sosyal demokrat bir baba.
“CHP’den kopalı çok oldu. Muharrem İnce’yi destekledim. Son seçimde sandığa gitmedim. Ben oy vermedim ama çevrem İmamoğlu seçmeni. Sizinle aynı görüşten değiliz. Hiç okumadım. Lakin son yazınıza fazlasıyla katılıyorum”
dedi.
Önceki günkü, “
Maskeli gençler”
yazımı da kızı göndermiş zaten.
“Baba bak konuştuğumuz meseleler”
diye de eklemiş.
Kızı, özel bir üniversitede tam burslu psikoloji okuyormuş. İkinci sınıftaymış. Cumartesi gününden itibaren üç gün boyunca Saraçhane’deki eylemlere katılmış. İki gün eve gelmemiş. Tek çocuk. Anne-babası çok merakta kalmışlar. Neyse ki sürekli telefonla irtibatta olmuşlar. Pazartesi gece, sinirli bir halde girmiş eve kızları.
Babası, kızının kendilerine anlattıklarını şöyle aktardı:
“
Bizi kullanıyorlar baba, orada tiyatro oynanıyor.
Eğlenceye gelmişler gibi. Partililerin umurunda değil. Kimsenin kimseden haberi yok.
Polislere bile isteye taş, sopa atanları
gözlerimle gördüm. Sonra da gelip kahkaha ile birbirlerine anlatıp,
övünüyorlardı
. Bir tanesi tam taş atarken videosunu çekmemi istedi. Bir tanesi
biber gazı yemiş gibi saçını başını dağıtıp paylaşım yaptı
. Biz birkaç arkadaştık ve sık sık niye maske yapmadığımızı soruyorlardı.”
Bu manzarayı büyük oranda sosyal medyadan görmüştük zaten…
Sosyal demokrat babaya,
“Kızınız en çok neden etkilenmiş de eylemlerden eve dönmüş?
” diye sordum.
“
Saraçhane’deki değerlendirmeler
. Kendi aralarındaki konuşmalar, itirazlar” dedi.
Yine kızından aktardı… “
Çaldıysa Tayyip’in parasını çaldı. Çaldıysa onu devirmek için çaldı. Helal olsun. Başa gelince yerine koyar
” söyleminin dilden dile yayıldığını ve
gençlerin de bu yaklaşıma ikna olduğunu
görmüş. İtiraz edenler olmuş, tartışmış da.
Bakmış bir çıkış yolu yok,
eve dönmüş. “Bunlar bizi kullanıyorlar” demiş ve ertesi akşama kadar da odasına kapanmış.
Babası beni aradığında kızıyla gün boyu kritik yaptıklarını da söyledi. HTS kaydı meselesi canlarını sıkmış. Yazımı okuyunca da ulaşmak, açıkçası dertleşmek istemiş. Bilinçli, meseleleri gören ve hakkaniyetli bir sosyal demokrat olduğu çok netti.
Ekrem İmamoğlu ile ekibine yöneltilen ihale ve rüşvet yolsuzluğuna dair haberleri dikkatle incelemiş. “İddialar tabii ki vahim. Ağır suçlamalar” dedi ve şunu da ekledi: “Sadece CHP’de değil, AK Partili belediyelerde de ihale yolsuzlukları olduğunu düşünüyorum. Bir sürü yazılan çizilen var. Çok sayıda kişinin inancı da bu yönde. Gençlerin adalet sorgulamaları da tam olarak buradan başlıyor. Madem temiz eller operasyonu, her belediyeyi, her partiyi kapsamalı.
Yoksa İmamoğlu buradan mağdur bile olur.
”
Kapatırken, “
Gençlere laf anlatmak, doğruyu yanlışı göstermek çok zorlaştı.
Biz de artık suyuna gidiyoruz. Neyse ki gözleri ile gördü. Biz de öyleydik. Heyecanlıydık. Sıra onlarda. Öyle sanıyorum ki
Saraçhane’de birkaç yaş büyüdü
” diye de ekledi.
Ya diğer gençler?
Önceki günkü
yazı üzerine
Cumhuriyet gazetesi beni sosyal medyada linç ettirse de durduğum yerden eminim. Gençleri
hem romantize ederek hem de kışkırtarak meydanlara itenler
, kendi maskelerinin düştüğünü örtbas ettiler. Yolsuzluklarını
kaosla
kamufle etmeye çalıştılar.
Anlaşılan meydanlara davet ettikleri gençlerin, Murat Ongun’un savcılık ifadesinde aylık gelirini
350 bin lira
beyan ettiğini duymasını istemiyorlar. Garip olan şu ki; Ekrem İmamoğlu da aynı soruşturmada aylık gelirini
250 bin lira
olarak açıkladı. Yani
basın danışmanı
, yaptığı iş itibariyle amirinden
100 bin lira daha fazla kazanıyor
görünüyor. Öyle bir danışman ki
Beykoz’da oturduğu villanın aylık kirasının 300 bin lira olduğu
da ortaya çıktı. Ongun’un satın aldığı, beslediği Saraçhane medyası ve besleme gazetecileri ne yaptı peki? Tabii ki sustular! Daha düne kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı’nın
238 bin TL olan maaşını
dillerine doluyorlardı oysa. Asgari ücrete bölüyorlardı. O halde hesaplasınlar bakalım;
Murat Ongun’un villasının aylık kirası kaç asgari ücret eder?
Maskelenen tam olarak bu ve benzeri sorulardı işte. O maske düştü ama bu sefer de
sokağa sürdükleri gençlerin yüzlerine doladıkları el yapımı maskelerin
arkasına saklanıyorlar.
Gençler kafalarını bir kaldırsalar, Ekrem İmamoğlu’nun yaşam sürdüğü milyarlarca lira değer biçilen villaların ödemesinin; -İBB’den verilen ihale bedelleriyle-
22 yaşındaki bir başka gence kurdurulan paravan şirket üzerinden
yapıldığını görecekler.
Sahi Murat Ongun’un maaşı kaç asgari ücret eder?