Mısır’ın altın mirası! Binlerce yıl sonra yeniden hayat buldu

3

Ünlü arkeolog Dr. Zahi Hawass liderliğindeki bir ekip, antik dünyanın en büyük altın işleme komplekslerinden birini keşfetti.

“Altın Şehir” olarak adlandırılan bu devasa yerleşim, tapınaklar, atölyeler ve eski altın madenciliği tesisleriyle dolu bir arkeolojik defineyi gözler önüne serdi.

Mart 2025’te duyurulan bu bulgu, Antik Mısır’ın zengin geçmişine dair yeni bir sayfa açarken, uzmanlar keşfin tarihin yeniden yazılmasına yol açabileceğini söyledi.

Kazılar, Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı tarafından desteklenirken, Luksor’un batı yakasında, Amenhotep III dönemine (MÖ 1391-1353) tarihlenen bir bölgede gerçekleşti.

Dr. Hawass, “Bu şehir, Amenhotep III’ün imparatorluğunun altın çağında inşa edilmiş ve Tutankhamun dönemine kadar kullanılmış. Bulduğumuz yapılar, Antik Mısır’ın ekonomik ve sanatsal gücünü gözler önüne seriyor” dedi.

Ortaya çıkarılan kompleks, altın madenciliği tesislerinin yanı sıra Ptolemaios dönemine ait hamamlar, Greko-Romen stilinde heykelcikler, bronz sikkeler ve madeni eşyalar içeriyor.

Londra Üniversitesi’nden arkeolog Prof. John Baines, keşfi “Antik Mısır’ın üretim kapasitesini anlamak için eşsiz bir fırsat” olarak nitelendirdi.

Baines, “Bu buluntular, Mısırlıların altın işleme tekniklerinin ne kadar gelişmiş olduğunu ve bu zenginliğin imparatorluklarını nasıl ayakta tuttuğunu gösteriyor” diye ekledi.

Kazılarda ortaya çıkan tapınak kalıntıları ve atölyeler, dönemin günlük yaşamına dair ipuçları sunarken, bulunan araç gereçler Antik Mısır teknolojisinin inceliklerini açığa vuruyor.

Johns Hopkins Üniversitesi’nden Egyptolog Prof. Betsy Bryan ise keşfin önemini şu sözlerle vurguladı:

“Bu, Tutankhamun’un mezarından beri en çarpıcı arkeolojik bulgulardan biri. Altın Şehir, bize Mısır’ın en parlak döneminde halkın nasıl yaşadığını ve çalıştığını anlatıyor.”

Bryan’a göre, şehirdeki iyi korunmuş yapılar, adeta zamanın bir anlık görüntüsü gibi, binlerce yıl önceki hayatı olduğu gibi yansıtıyor.

Kazılar sırasında bulunan Greko-Romen dönemine ait eserler, şehrin sonraki yüzyıllarda da önemini koruduğunu kanıtlıyor. Özellikle Ptolemaios hamamları, bu bölgenin Helenistik dönemde bir ticaret ve kültür merkezi olarak işlev gördüğünü ortaya koyuyor.

UNESCO’nun kültürel miras uzmanı Dr. Mechtild Rössler, “Bu keşif, Mısır’ın çok katmanlı tarihini anlamak için bir dönüm noktası. Teknoloji ve arkeolojinin birleşimi, bize geçmişin kapılarını aralıyor” yorumunda bulundu.

Mısır hükümeti, turizm sektörünü canlandırmak amacıyla bu bulguları dünyaya tanıtmayı planlıyor.

Dr. Hawass, “Altın Şehir’in hikayesi henüz bitmedi. Daha fazla hazine ve sır, kumların altında bizi bekliyor” diyerek kazıların devam edeceğini müjdeledi.

Çöldeki bu antik metropol, tarih severleri ve bilim insanlarını büyülemeye devam ederken, Antik Mısır’ın altınla dolu mirası yeniden gün ışığına kavuşuyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mardin escort