Sosyal medya fenomeni Oğuzhan Uğur, 6 Şubat depremleri sonrası barajların çatladığına dair yanıltıcı paylaşımlar yaptığı iddiasıyla yargılanıyor.

İstanbul 46. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Uğur, Kaan Kayacan ve Ercan Özdemir’in “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçundan 4 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

“OĞUZHAN UĞUR’UN HAKKIMDAKİ BEYANINI KABUL ETMİYORUM”

Sanıklardan Ercan Özdemir, tweetlerin atılmasıyla ilgisi olmadığını söyleyip şunları ifade etti:

“Geçen sene 6 Şubat’tan birkaç gün sonra Babala TV’de yüzlerce gönüllüden biriydim. Gece Kültür Bakanlığı’ndan aradığını söyleyen biri tarafından arandım. Telefon kaydı bulunmaktadır. Ben çağrı merkezinde görev almaktaydım. Ayrıca teyit ekibi ve tweet ekibi vardı. Telefon görüşmesini sonlandırdıktan sonra teyit ekibine yönlendirdim. Olayın devamından haberim yoktur. Yayınlanan tweetlerden bir bilgim yoktur. Çağrı merkezinde çalışıyordum. Oğuzhan Uğur’un tweeti benim attığım hakkında beyan vermesini kabul etmiyorum. Bende hesabın şifresi bile yoktu”

Kaan Kayacan ise tweeti atmadığını ve ekipte yaşanan yoğunluk nedeniyle karışıklık olabileceğini savundu. Kayacan şunları ifade etti:

“Ben 4 buçuk senedir Babala TV’de çalışıyorum. Şu an yönetmen olarak görev alıyorum. Bahsi geçen tarihte çekim sonrası toplandık ve böyle bir sürece dahil olduk. Bizim amacımız insanlara yardım etmekti. Gün geçtikçe gönüllü insanlar da dahil oldu. Bahsi geçen tweeti attığımı hatırlamıyorum, bu tweeti ben atmadım. Paylaşımları benim attığıma ilişkin tespitleri kabul etmiyorum. Orada çok fazla çalışan vardı. İnanılmaz yorgunluk ve uykusuzluk vardı. Bunlar da göze alındığında bir karışıklık olmuş olabilir”

Şikayetçi Hasan Kılıç, “Ben de Twitter takipçisiyim, gördüm o tweeti. Bölgede çalışan arkadaşlardan da bu paylaşım sebebiyle bölgede aksamalar olduğunu duydum. Bu tweetten önce internette ya da haber kanallarında barajla ilgili tehlikeye dair haber ve paylaşım görmemiştim” şeklinde konuştu.

Şarkıcı, Oyuncu ve Sosyal Medya Fenomeni Oğuzhan Uğur yaptığı savunmasında,şunları kaydetti:

“Deprem olduğu anda biz evden çıkıp oraya geçtik. Yardıma ihtiyaç olduğunu biliyorduk. İmkanımız ve fırsatımız olduğundan biz de bir araya gelip yardım etmeye karar verdik. Birçok devlet yetkilisinden yardım aldık. Sonrasında ekibimi İstanbul’da bırakıp Hatay’a gittik. Hatay’da ekibimize çok fazla gönüllü insan geldi. Oradakilerle toplantı yapıp çok fazla sahte ihbar olması nedeniyle bir teyit ekibi kurduk. Oradaki telefonların da hepsinin kaydı vardı. Ben Hatay’dan döndükten sonra bin 100 kişi gönüllü olmuş ve canla başla çalışmış. Bu esnada bir tweet gördüm, ‘Baraj patladı haberini neden yaydın? Yalan haber yapıyorsun Oğuzhan Uğur’ yazıyordu. Ben de tweete cevap verdim. Bunlar üzerine sosyal medyada yalan haber yaydığım haberleri yayılmaya başladı. Eğer bölgede bir infial yaratmak istesem, kendi çok daha fazla takipçili hesabımdan yapardım. Ekibimi topladım ve sordum. Olayı ilk sorduğumda bana Ercan Özdemir ve Kaan Kayacan’ın tarafından teyit edildiği söylendi. Sonrasında adliyeye çağrıldım. Bana bu tweeti kim attı diye sorulduğunda 5 günlük uykusuzluk sebebiyle teyit ekibinden Ercan ve Kaan’ın isimlerini verdim ama sonrasında bu tweetleri atmadıklarını öğrendim. Zaten tweet hatalı olduğu için kaldırılmış. İnternetin çekmediği bir ortamda tek bir tweetle infial yaratmak mümkün değildir ki yaratabilecek çok fazla gücümüz varken, bizim üzerimize böyle bir suç atılması moralimizi bozmaktadır. Tweetin kimin tarafından atıldığını incelemelerimize rağmen hala tespit edemedik. Benim dava konusu tweetin atılması ve kaldırılmasıyla ilgili herhangi bir bilgim yoktur

Mahkeme, paylaşımların yardımları aksatıp aksatmadığının belirlenmesi ve eksik hususların giderilmesi için duruşmayı erteledi.

İddianamede, Babala TV’nin sosyal medya hesabından “barajların çatladığı” yönünde asılsız bilgiler paylaşıldığı, bu durumun halk arasında paniğe neden olduğu öne sürülüyor. Hazırlanan iddianamede, Oğuzhan Uğur, Kaan Kayacan ve Ercan Özdemir’in ‘basın ve yayın yoluyla halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçundan 4 yıl 6 aya kadar hapisleri istenmişti.