İstanbul Üniversitesi Haldun Taner Tiyatro Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen “Özel Tiyatrolarda Dezavantajlar ve Sürdürülebilirlik Çalıştayı”nda özel tiyatroların sorunları ve çözüm önerileri ele alınacak.
Çalıştayın İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü Rektörlük binasında gerçekleştirilen açılış programına Ulvi Alacakaptan, Hakan Altıner ve Nedim Saban’ın da aralarında bulunduğu tiyatro dünyasından isimlerin yanı sıra akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar, AA muhabirine yaptığı açıklamada çalıştayın üniversitenin 600. yılını planladıkları “Perspektif 2053” vizyonuyla gerçekleştirildiğini söyledi.
Tiyatronun her yönünün ele alınacağını dile getiren Zülfikar, “Ödenekli sahnelerin daha efektif nasıl kullanılabileceklerini, gelenekten gelen kültürel birikim ve mirası nasıl daha ileriye taşıyacaklarını konuşacaklar. Bu çerçevede çalıştayı çok kıymetli buluyoruz. Çalıştayın 2053 vizyonumuza büyük katkıları olacağı kanaatindeyiz.” dedi.
“İstanbul Üniversitesi uzun vadelere de bakması gereken bir kurumdur”
Prof. Dr. Zülfikar, “Perspektif 2053” vizyonuna da değinerek, “2053 İstanbul Üniversitesinin kuruluşunun 600. yılı. Çok uzak bir tarih değil, 30 seneden az bir zaman var. Üniversiteler, onu oluşturan akademisyenlerin akademik ömürleriyle kendilerini ifade ederler. Genellikle akademik ömür de 40 yıl civarındadır. Dolayısıyla bir akademisyenin önündeki perspektifi iyi bilerek çalışmalarını sürdürmesi gerekir.” diye konuştu.
Üniversitelerinin sadece kendini değil, başta İstanbul olmak üzere ülke ve insanlığı da besleyen önemli bir kurum olduğuna işaret eden Zülfikar, şöyle devam etti:
“İstanbul Üniversitesi sadece bugüne değil, yakın vadeye, orta vadeye, hatta 150-200 yıl gibi uzun vadelere de bakması gereken bir kurumdur. Dolayısıyla Perspektif 2053 vizyonumuzla, İstanbul Üniversitesinin gelecekte mekansal, müfredat, gerek akademisyen gerekse idari personel olarak, teknoloji ve sistemler olarak nerede olması gerektiğini iyi bilmesi ve ona göre kendini hazırlamasını esas edindik.”
“Bir numaralı arzumuz, toplumla üniversitenin iç içe olması”
Geçen hafta “Duvarsız Üniversite” ve “Perspektif 2053” vizyonuyla farklı disiplinlerden uzmanların, inovasyon, girişimcilik ve kentsel yaşamı tartıştığı Perspektif 2053 Çalıştayı’nın düzenlendiğini aktaran Zülfikar, şunları kaydetti:
“Dünyanın gittiği bir yön var, dünyanın geliştiği alanlar var. Buralara nasıl dahil olunacağı, nelerin, nasıl geliştirileceği konusunda, çalıştayda 8 ayrı masada her birinde uzman 12-13 kişi makro tartışmalar yaptı. Çalışmalar, küçük gruplar halinde öğrencilerin, gençlerin, sivil kuruluşlarının da dahil olacağı şekilde ayrıca devam edecek. Türkiye Yüzyılı’na katkıda bulunmak, bilim-toplum kaynaşmasını sağlamak ve bilim toplumu oluşturmak açısından önemli olan bu çalışmalar, üniversitelerin kalkınma rolleri, kalkınmaya olan katkıları ve üniversitelerin kendilerindeki mevcut bilgiyi dünyanın günümüzdeki bilgisiyle özdeşleştirmesi açısından çok şeyler katacak.”
Zülfikar, bu tarz organizasyonları önemsediklerini dile getirerek, “Bir numaralı arzumuz, açık bilim, açık kapı ve duvarsız üniversite anlayışıyla, toplumla üniversitenin iç içe olması, üniversitenin toplumun sorunlarına da çare üretmesi, insanlığın adalet ve merhamet duygularını öne çıkararak bilimin insanlığın hayrına kullanılmasının sağlanmasıdır.” değerlendirmesini yaptı.
Çalıştayda 6 oturum düzenlenecek
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müdür Yardımcısı Prof. Tufan Karabulut da 3 gün sürecek çalıştayın içeriği hakkında bilgi vererek, “Bugün özel tiyatroları hep birlikte ele alacağız ve orada karşımıza çıkan sorunlar üzerine konuşacağız.” dedi.
Özel tiyatro temsilcilerinin de katılımcılar arasında yer aldığına dikkati çeken Karabulut, “Çalıştay, bugün ve yarın toplamda 6 oturumdan oluşacak. İlk günün oturum başlıkları yetişkin tiyatrolarında, çocuk ve geleneksel tiyatrolarda dezavantajlar ve sürdürülebilirlik üzerine olacak. Yarın yapacağımız oturumlardaysa özel tiyatroların hukuki, ekonomik sorunlarını ve paydaşlarıyla ilgili olan sorunlarını ele alacağız.” şeklinde konuştu.
“Sürdürülebilirlik probleminin nasıl aşılacağını konuşacağız”
İstanbul Üniversitesi Haldun Taner Tiyatro Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Yasin Çetin ise özel tiyatrolarla akademiyi buluşturarak tiyatronun sorunlarını konuşmak ve geleceğini tahayyül etmek üzere bu programı düzenlediklerini söyledi.
2012 yılında kurulan merkezin, 2013’te faaliyetlerine başladığını fakat salgınla birlikte çalışmalarının kesintiye uğradığını aktaran Çetin, “Artık yeniden yapılanarak birbiri ardına gelen programları, bilim ve sanatın en iyi örnekleriyle birlikte harmanlayarak güzel çalışmalar yapacağız.” ifadesini kullandı.
Çalıştayın ortaya çıkış sürecine değinen Çetin, “Özel tiyatrolar pek çok avantajı olduğu gibi pandemi, sel, deprem, terör ve ekonomik dalgalanmalar gibi bazı dezavantajlar karşısında da sürdürülebilirlik problemi yaşıyor. Bugün hep beraber hukukçularımızla, ekonomistlerimizle, sahadaki ustalarımızla, akademideki hocalarımızla bir araya gelerek bu sürdürülebilirlik probleminin nasıl aşılacağını konuşacağız. Sonrasında da bir sonuç raporu hazırlayacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Çetin, çalıştayın ilk kez düzenlendiğine işaret ederek, dijital mecralardan çağrıya çıktıklarını ve özel tiyatrolara ulaşmaya çalıştıklarını, sonraki yıllarda daha geniş kitlelere ulaşmayı hedeflediklerini, ayrıca herkesin kayıt olarak çalıştaya katılabileceğini kaydetti.
“Haldun Taner’in tiyatroya getirdiği çok büyük yenilikler var”
Haldun Taner’in eşi Demet Taner de özel tiyatrolarla ilgili önemli bir çalıştay olduğunu belirterek, “Umuyorum ki özel tiyatroların dertleri dinlenir, eksikleri söylenir ve onların faydalanabileceği birtakım öneriler de hayata geçirilir.” dedi.
Özel tiyatroların öneminden bahseden Taner, “Devlet tiyatrolarının, ödenekli tiyatroların ve şehir tiyatrolarının yanında özel tiyatroların da tiyatro hayatımıza büyük faydalar getirdiğine inanıyorum. Bu bakımdan onların dertlerinin dinlenmesini ve bir çare bulunması diliyorum.” görüşünü paylaştı.
Eşinin sadece tiyatro değil, edebiyat dünyasına ve Türk kültürüne de çok önemli katkılar yapan yazar, düşünür ve aydın bir kişi olduğunu anlatan Taner, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türk tiyatrosuna getirdiği çok büyük yenilikler var, epik ve kabare tiyatrosuyla yenilikler açtı. Ama bunlardan daha önce de tiyatronun bir bilim dalı olarak okutulması için önerilerde bulundu ve Haldun Taner’in bu önerisi, kendisinin bir tiyatro tarihi dersi vermesi koşuluyla İstanbul Üniversitesi tarafından kabul edildi. Ondan sonra da Ankara’da bir tiyatro enstitüsü açıldı ve orada da dersler verdi.”
Çalıştay hakkında
“Özel Tiyatrolarda Dezavantajlar ve Sürdürülebilirlik Çalıştayı”nda, özel tiyatroların salgın, deprem, seçim, terör olayları ve ekonomik dalgalanmalar gibi dezavantajlardan etkilenmeleri ve oluşan sürdürülebilirlik sorunsalına karşı sorunları masaya yatırılıp çözüm önerileri aranacak.
Rektörlük binasında 21 Kasım’a kadar devam edecek programda özel tiyatrolar, akademisyenler ve kurum yetkililerinin tek masada toplanması hedeflenirken, çalıştayın sonucu bir rapor olarak kitaplaştırılacak.
İstanbul Üniversitesi Haldun Taner Tiyatro Uygulama ve Araştırma Merkezi öncülüğünde organize edilen çalıştayla ayrıca İstanbul Üniversitesinin “Perspektif 2053” vizyonu çerçevesinde tiyatronun geleceği de masaya yatırılacak.