CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Grup toplantısında katılımcılara kırmızı kart dağıtıldı. Kartın bir yüzünde emekli maaşının geldiği noktaya dair 2002-2025 karşılaştırması yapıldı.
Beşiktaş ve Esenyurt Belediyeleri’ni kapsayan ‘ihale yolsuzluğu’ operasyonuna tepki gösteren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, soruşturmada ‘suç örgütü lideri’ olarak adı geçen İhsan Aktaş için Meclis’te bir gecede kanun çıkarıldığını söyleyerek Erdoğan’ı işaret etti.
Özel, Erdoğan’ın görüşerek AK Parti’ye davet ettiği belediye başkanının Adana Yüreyir Belediye Başkanı olduğunu açıklayarak “AK Parti’nin Adana’daki şifreleri Da Vinci’nin şifresinden daha karmaşık” dedi.
Özer’in gündeminde MEB ile Ülkü Ocakları arasında yapılan protokol de vardı. “Okula siyaset “girmez diyen Özel, “Ülkü ocakları okullarda ne öğretecek gençlere? Hırsızlığa susmayı, AK Parti’yi kurtarmayı mı öğretecekler” diyerek tepki gösterdi.
“Kırmızı kart eylemi CHP’nin değil, ezilenleridir eylemidir” diyen Özgür Özel, Erdoğan’a “Bu milletin senden son istediği sandıktır, getir sandığı göreceksin kırmızı kartı” diye seslendi.
Özel’in açıklamalarından başlıklar şöyle:
BEŞİKTAŞ’I DA KONUŞACAĞIZ, ZAMLARI DA: Arkadaşlarımız dün önerdiler, grup toplantısını Beşiktaş Belediyesi önünde mi yapsak diye. Fena öneri değil. Ama belediye başkanımıza karşı haksız, hukuksuz soruşturma başlatanlar zaten bunu istemiyor mu? Şimdi o konuşulmasını istemediklerini konuşmaya geldim. Beşiktaş operasyonu ile acaba geçim sıkıntısının zamların üzerini örtebilir miyiz diye düşünenlere inat elbette yargının siyasallaşmasını, MHP’nin bu işteki yerini, Beşiktaş’ı da konuşacağız. Ama köprü ücretlerine yapılan zammı da konuşacağız, Erdoğan’ın zamlarını da konuşacağız.
SENİN DEDİĞİN YERE DEĞİL, MİLLETN BAĞRININ YANDIĞI YERE BAKIYORUM: Kendisi salon adamı, içerisinin sıcaklığı 27 derece değilse kızıyorlar. Devletin uçan saraylarıyla uçuyor. Ne sokaktan, çarşıdan, pazardan haberi var. Ben yılbaşından beri 11 günde 11 şehre gitmişim hesap yapmışım bana laf atıyor, o işleri bırak bu işlere bak diye. Senin dediğin yere değil, milletin bağrının yandığı yere bakıyorum ben.
EN SON 21 YIL ÖNCE PAZARA GİTMİŞ: Sınıf arkadaşı dedi ki ‘benim arkadaşım bu pazara gelemez’. Bana diyor ki ‘Özgür Özel beni pazara davet etmiş, onunla harcayacak vaktim yok.’ Yahu ben benimle gel demedim. Bir araştırdım Tayyip Bey 21 yıl önce pazara çıkmış. 1 kilo çilek, 2 kilo salatalık, 5 kilo karpuz, 1 koli yumurta, 10 tane simit almış. Fileye 29 lira 90 kuruş ödemiş, bugün aynı file bin 44 TL. 21 yılda 40 kat zamlanmış.
Türkiye’deki emeklilerin maaşlarını 1 asgari ücret yapmak için en çok 400 milyar para lazım. Türkiye’deki emekliler bir yana kırk haramiler bir yana. Onlara bulduğunun yarısını size bulmuyor. Asgari ücret net üzerinden alana 30, verene 22 olsa bunun maliyeti 300 milyar. Bütün emekli ve asgari ücretlinin yüzünün gülmesi içi gereken parayı müteahhitlere veriyor. Bu ülkenin parası var ama yanında duracak bir Cumhurbaşkanı yok.
BU ZAMLAR BENİM BİLE YÜZÜMÜ KIZARTIYOR: Cumhuriyet tarihinde ilk kez, Devlet aldığı bir kararla zam günü cebe para koymak yerine cepten para çalmıştır. Yaşlılık aylığı 483 TL zamla 4 bin 664 lira oldu. 3 bin 723 lira oldu emekli aylığı. Dul ve yetim aylığı 3 bin 647 TL oldu. İğneden ipliğe her şeye gelen zamlar ortada. Maaşlara yaptığı günlük zam ekmeğe gelen zammı telafi etmiyor. Her ne kadar gelecek seçimlerde iktidarı almaya ortak olsak da bu zamlar benim bile yüzümü kızartıyor. Yazıklar olsun.
BU ZAMLARA KARŞI ÇIKACAĞIZ: Hadsiz bakan emekli aylıkları için açıklama yaptı. Oysa bunun için kanuni değişiklik gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı sistemini eleştirince ‘güçlü Meclis’ dediler. Şimdi Bakan milletvekillerinin önüne kağıt koyuyor, onlar da imzalıyor. Hem Meclis’in hem emeklilerin insanlık onuru için bu zamlara karşı çıkacağız. AK Parti’nin grup başkanına sesleniyorum; bu Meclis’in itibarı o bakanın sözlerinin altında ezilecek mi göreceğiz.
700 MİLYON LİRALIK YOLSUZLUK: 66 ülkede faaliyet gösteren Kültür Bakanı’nın de mütevelli heyeti başkanı olduğu Yunus Emre Vakfı’nda yolsuzluk gündemde. 700 milyon TL’ye karşılık geliyor. Vakıf Başkanı Şeref Ateş kaçtı. Aile Bakanı’nın eşi Rahmi Göktaş ve MHP’li Semih Yalçın’ın oğlu Kutalmış Yalçın suç duyurusundan hemen sonra istifa edip kaçtılar. Yargı Semih Yalçın’ın oğlunun, bakanın eşinin peşinde değil. İş yapılırken bunların imzası var, yolsuzluk çıkınca istifa etmişler, soruşturmada sorumlu görülmüyorlar. Soruşturmada 6 milyon naylon fatura görülüyor. Sayın Bahçeli, mangalda kül bırakmayan Bahçeli, Sinan Ateş’in eşi ve annesinin söylediği o iki kişi, Sinan Ateş’in benim kalemimi kırdı o ikisi dediği o ikisinden birinin eşini gözümüzün önünde Sayıştay’a seçtiniz, diğerinin oğlunu Yunus Emre Vakfı’na koydunuz. Bu dosyaları bugün Bahçeli’ye yolluyorum. Bu şu demek; ‘sen MHP’li ise yolsuzluğa bulaş devletimiz dokunmaz’. Bu mu Türk’ün ahlakı.
MEB İLE ÜLKÜ OCAKLARI PROTOKOLÜ: MEB, Ülkü Ocakları ile protokol yaptı. Soylu kendi kurtaramadı ama sıkıştıkça MHP’ye yanlardı. Bu Milli Eğitim Bakanı da her gün ortaya çıkan rezilliklere karşı MHP’ye yanlıyor. Bir yandan da her gün okullara tarikatları, cemaatleri sokuyorlar, bu da yetmez Ülkü Ocaklarını sokuyorlar. Bir siyasi partinin genel başkanına tehditler savuranlar, ne işlere karıştıkları bilinenler ne diyecek gençlere? Hırsızlığa susmayı, AK Parti’yi kurtarmayı mı öğretecekler. Çocuklar aç onlar ülkücü nesil yetiştirecekmiş. Okula, kışlaya siyaset girmeyecek.
BEŞİKTAŞ BELEDİYESİ’NE OPERASYON: Yenilmeyeceğini sanan Erdoğan’ın 22 yıl sonra yüzde 38 oyla yendik. O günden bu güne hazmedemediği bu seçim başarısının üzerinden CHP’li belediyelere zorluklar çıkararak, kamu gücünü kullanarak CHP’yi başarısız yapıp bunun kendisine yarayacağını düşünüyordu. Başkanlarımız soğuk evi ısıtıp boş tencereyi dolduruyor. Belediyeleri silkeleyelim, haciz edelim, kaynaklarını keselim diyerek çelme çakmaya devam ediyor. Dün sabah Rıza Akpolat’ın evinin kapısı çalındı. Maksat Rıza Başkan şahsında partinin belediyeciliğini itibarsızlaştırmak. Bu yarışta kendini rakipsiz kılmak istiyor. Erdoğan yıllarca 1 tane ihaleden ifadeye çağırılmadı. Çünkü belediye başkanı ihaleden sorumlu değildir. Öyle olsa her sabah 300 belediye başkanı ifadeye gider. Ama Rıza Akpolat’ı aldılar. Masumiyet karinesi diye bir şey var. Beşiktaş, 31’de 31 belediye meclisini CHP’ye vermiş. 31’de sıfırı çekmişsin, kafanda muhasebe yapacağına gelmiş Rıza Akpolat’a başarılı olmanın hesabını soruyor. Bu firma dün sabaha kadar İhsan Aktaş adından devlet katında itibarlı TBMM’nin KİT’lerin, Yargıtay’ın dünya kadar AK Partili belediyenin işini yapan İhsan Aktaş, en son Bahçelievler Belediyesi’nin ihalesini 564 milyon TL’ye yeni almış. Esenyurt Belediyesi de soruşturmanın içinde, ama yeni gelen kayyım ihaleyi onaylamış hizmete başlatmış. Akın Gürlek dün sabah 5’te 6’da basına metin geçti, ‘suç örgütü lideri İhsan Aktaş’ diyor. Bizim bir belediye TBMM’ye sormuş bu kişinin terör iltisakı var mı diye, şimdi bunun üzerinden bize yürüyorlar.
İHSAN AKTAŞ İÇİN BİR GECEDE KANUN ÇIKARILDI: İhsan Aktaş’ın şirketi 1 ihaleye giriyor. Bu ihalede yapmak istedikleri iş ‘Ortadoğu ve balkanların en büyük benzin istasyonunu açmak.’ Şirketin adı Güven-Elif Otoyol İşletmeleri, Elif LPG. Bir benzin istasyonu açılıyor ama istediğini alamıyor. Çünkü ilçe belediyesinden, İBB’den, AVM’ler, araç yıkama istasyonları, eğlence alanları için izin alamıyor. İhsan Aktaş burayı açmak için belediyeleri ikna edemeyince AK Parti’den birilerini buluyor. 12 Aralık 2024’te Resmi Gazete’de yayımlanmış. Köy Kanunu görüşülürken araya bir madde eklemişler. İhsan Aktaş istediği yerin etrafına İstanbul’da belediyelerden izin alamadığı için hangi kapıyı çaldıysa Köy Kanunu’na paraşütle bu maddeyi ilave ettirmiş. Bunu bu ülkede ancak en tepede oturan 1 kişi yapabilir. Tencere dibin kara seninki benden kara demiyoruz. Suçlu, yolsuz varsa bizden ayrı dursun. Ne Rıza Akpolat’ın ne Ahmet Özer’in siyasi kumpas dışında hiçbir suçu yok. Bükemedikleri bileği polisin balyozuyla kırmaya çalışıyorlar.
ERDOĞAN YÜREYİR BELEDİYE BAŞKANINI PARTİSİNE DAVET ETTİ: Adana Yüreyir Belediyesi’ni AK Parti’nin elinden almışız. Sen Ömer Bey’e o kavgalı olduğun kadın milletvekili çağırmış. Neden sivil araçla gidiliyor, senin korkundan öyle gidiliyormuş. ‘Sen bize gel’ ne demek, olacak şey mi? ‘Burada rahat edersin’ ne demek? AK Parti’nin Adana’daki şifresi Da Vinci’nin şifresinden karışık.
KIRMIZI KART: Dün Sanayi ve Teknoloji Bakanı bana yeşil kart göstermiş. Bu bakanlar da bir tuhaf akıl tutulması oluyor. Varank da TOGG’un anahtarını sallıyordu. KAAN da TOGG’da gururumuz, onlara benden de yeşil kart ama emekliyi, yoksulu aç bırakanlara kırmızı kart.
Kırmızı kart CHP’nin değil, bu ülkenin ezilenlerinin eylemidir. Tayyip Bey işte sana kırmızı kart. Bu milletin sesini duymazsan görüp göreceğin budur. Bu milletin senden son istediği sandıktır, getir sandığı göreceksin kırmızı kartı.”
(HABER MERKEZİ)