Toygun ATİLLA
Yıllar yıllar önce sene 1991…
Henüz yeni yetme bir tıfıl muhabirken gözümü Çapa Hastanesi’nin acil servisinde açtım.
O yıllarda “hastane muhabirliği” diye bir şey vardı. Her gazetenin hastanedeki muhabirleri, adli vakaları takip ederlerdi. Günümüz hastanenin acil servisinde geçerdi.
ECZANE SİMSARLARI
Hastanenin acil servislerinin önünde bir de eczane simsarları olurdu. Bu arkadaşların hemen hepsinin doktor, hemşire, hasta bakıcı bağlantıları vardı.
Acil servisten elinde reçete ve yanında hasta yakını ile çıkan, doktor, hemşire, hasta bakıcı kendi eczane simsarını çağırır, reçeteyi eline verirdi.
Sonrası malum.
Hasta yakını ilacına zahmetsizce kavuştuğu için sevinçliyken, eczane ile anlaşmalı sağlık çalışanları da kendi aralarında ilaç satışından gelen yüzdeyi kırışırdı.
Intern doktorlar (stajyer) henüz yolun başında bu sistemi görür, alışır, kanıksarlardı.
Herkes için durum normaldi. Sistem böyle işliyordu.
AMELİYAT SOYGUNU
Sadece bununla mı kalırdı?
Sağlıksız sağlık sisteminde bir de hastaya gerekli olmayan ilaç ve sağlık araç gereçlerinin reçeteye yazılması vardı.
Bu en çok ameliyatlarda yaşanırdı.
Sistem, hasta ameliyata girer girmez devreye girerdi.
Gerekli olan tıbbi cihazların yanına gereksiz ve ameliyatta kullanılmayacak malzemeler eklenirdi.
Olan bitenden habersiz, hasta yakını koştura koştura bu malzemeleri kendisine adres olarak verilen Tıbbı Malzeme satıcısından temin eder, kendisinden bu malzemeleri isteyen sağlık çalışanına teslim ederdi.
Sonrası malum, gelsin paracıklar.
FIRSATÇILIĞIN ZİRVESİ
Bu aralar çok konuşulan bir kavram var, “Fırsatçılık”…
Tarih sağlık sistemi kadar büyük fırsatçı bir sektör görmemiştir.
Gidin özel hastanelerin kafelerine veyahut devlet hastanelerinin çevresindeki restoran ve kafelere fırsatçılık neymiş görürsünüz.
Buralarda her şey fahiş fiyatlarla satılır, neredeyse havalimanlarındaki fiyatlara yakındır.
Hasta yakınını bir de buralarda soyarlar. Fırsat bu fırsat…
BOL KOMİSYONLU, EŞANTİYONLU, GEZMELİ İLİŞKİLER
Bir de ilaç mümessilleri ve doktor ilişkileri vardır.
Her ilaç şirketinin mümessilleri günün belli saatlerinde doktorları ziyaret ederler. Burada amaç, doktorlara kendi şirketlerinin ilaçlarının yazmalarını ikna etmektir.
Önce masumca ilaçlarını tanıtır, sonrasında da “yasal rüşvetlerine” soyunurlar.
Eşantiyon hediyelerle başlayan ilişki sonrasında “ilaç tanıtımı” adı altında beleş ülke gezmelerine daha sonra da “komisyonlu” alışverişe dönüşür.
Efendim yıllardır sağlık sistemimiz böyle çalışır. Kimseler pek dillendirmese de sağlıksız sağlık sistemimiz tam da budur.
ÖZEL HASTANELERDE AMELİYAT TUZAĞI
Her köşe başında açılan özel hastanelerin sağlık sisteminde yer alması ile vakalar da artık ticari hale gelmiş bulunmakta.
Yanlışlıkla özel sağlık sigortanız varsa ve yanlışlıkla bu özel hastanelere yolunuz düştü ise yandınız…
Sistem sizi her türlü tıbbi cihazın içine sokar. Röntgenden başlar, MR’dan çıkar, Tomografi ile final yaparsınız. Her türlü ilgili ilgisiz, tahlil de cabası. Özel hastanelere düşen SSK’lıları da aynı akıbet bekler.
Bu hastanelerde tedavi için tek gereklilik ise ameliyattır.
Bir yerinizi kesmeden, tedavi mümkün değildir.
Her türlü ameliyat edilirsiniz.
VAMPİR GİBİ KANINIZI EMERLER
Çaresizsinizdir, sağlığınız için her şeyi ödemeye hazırsınızdır.
Onlar da vampir gibi kanınızı emmeye…
Yenidoğan çetesi mi dediniz?
Sağlıksız sağlık sisteminde çeteden başka ne bekliyordunuz ki?
patronlardunyasi.com