Sinemada yeni tartışma: “Büyük yönetmen devri bitti”

Ünlü yönetmen Semih Kaplanoğlu, Anadolu Ajansı’nın (AA) düzenlediği Sinema Atölyesi’nde, sinemanın günümüzde geçirdiği dönüşüm üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu. Hollywood filmlerini eleştiren Kaplanoğlu, artık “büyük yönetmenler dönemi”nin sona erdiğini, sinemanın bambaşka bir yöne evrildiğini belirtti.

Kaplanoğlu, yapay zekanın senaryo yazımında ve sinema üretiminde artan etkisini değerlendirerek, bu teknolojilerin yaratıcılık üzerindeki etkilerinin tartışmaya açık olduğunu ifade etti. Kaplanoğlu, “Şimdi 17-18 yaşında bir genç, yapay zekanın önereceği senaryodan ayrı ya da işte dijital bir ‘medium’un ona sağlayacağı olanakların dışında bir olanak düşünmeden hareket edecek. Onları kullanmaya çalışacak. Peki kullandığımız materyaller aslında aynı zamanda bizi de kullanıyorlar. O yüzden buradaki ilişki nasıl kurulur? Bu ilişkiye dair şüpheler gelişmeli bence. Doğru mu bu görüntü? Bu görüntünün arkasında ne var? Bu nasıl başka türlü anlatılabilir? Bu teknoloji ve aygıtları sorgulamadan, onların bizim neyimize yaradığını sorgulamadan bir şey yapmak çok zor diye düşünüyorum” diyerek gelişen teknolojiyle yaşanan son durumu özetledi.

“YAPAY ZEKAYA KARŞI DEĞİLİM AMA KÖRLEŞMEYE İHTİYACIMIZ VAR”

Kaplanoğlu, yapay zekanın senaryo yazımı gibi alanlarda sunduğu katkılarla ilgili çarpıcı bir örnek paylaşarak, bu metinlerin genellikle klasik sinema anlatılarından türediğini söyledi. Yönetmen, “Bütün hayatımızı o dramatik yapıyı kırmak üzerine harcadık. Şimdi o yapıya dönmek mümkün mü?” diyerek yapay zekanın yaratıcılığı nasıl etkilediğini sorguladı.

Kaplanoğlu, modern dünyanın görsel bombardımanından sıyrılmanın gerekliliğine vurgu yaparak, “Gerçeklik diye sunulan birçok şey aslında gerçek değil,” dedi ve yaratıcılığın ekranlardan uzaklaşarak daha derin bir içsel keşifle mümkün olabileceğini savundu.

TÜRK SİNEMASININ YÜKSELİŞİ VE KUŞAK HAREKETLERİ

Kaplanoğlu, 1980’lerin sonlarında Türk sinemasında yaşanan büyük değişimi de değerlendirdi. Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz ve Derviş Zaim gibi yönetmenlerle aynı dönemde sinemaya adım atan Kaplanoğlu, o yıllardaki enerji ve sinerjiyi anlattı. “Biz, Yeşilçam’ın ticari sinemasına bir tepki olarak daha entelektüel bir sinema dili geliştirmeye çalıştık,” dedi.

“SES VE MEKAN FİLMLERİMİN ANA UNSURU”

Filmlerinde ses tasarımına ve mekânın hikâyedeki önemine özel bir vurgu yapan Kaplanoğlu, senaryolarını yazarken mekânları bizzat gezdiğini ve karakterlerle bağ kurduğunu belirtti. “Bir filmin gerçeklik hissini yaratmak için ses tasarımına büyük önem veriyorum. Mekânların seslerini kaydederek karakterlerimin dünyasını inşa ediyorum,” diye ekledi.

SİNEMADA YENİ TEKNOLOJİLERİN ROLÜ

Kaplanoğlu, dijital platformların ve televizyon dizilerinin üretim biçimlerini eleştirerek, “Artık bu yapımlar ilkel ve geri kalmış görünüyor,” ifadelerini kullandı. Genç sinemacılara, dijital çağın sunduğu kolaylıkları sorgulamayı ve hikayeye odaklanmayı önerdi.

“YENİ FİLMLER YOLDA AMA EKONOMİK ZORLUKLAR ENGEL”

Yeni projelerinden bahseden Kaplanoğlu, Niyazi Mısri’nin yaşam öyküsünden ilham alarak yazdığı “İnsan” adlı filmi hayata geçirmek istediğini ancak ekonomik zorlukların süreci yavaşlattığını söyledi. Bununla birlikte, genç sinemacıların yeni teknolojilerle farklı bir sinema dili geliştireceğine dair umudunu dile getirdi.

SEMİH KAPLANOĞLU KİMDİR

Semih Kaplanoğlu, uluslararası alanda tanınan Türk yönetmen, senarist ve yapımcıdır. 1963 yılında İzmir’de doğan Kaplanoğlu, özellikle “Bal,” “Süt,” ve “Yumurta” üçlemesiyle büyük ses getirmiştir. 2010 yılında “Bal” filmiyle Berlin Uluslararası Film Festivali’nde Altın Ayı ödülünü kazanarak dünya çapında tanınmıştır. Minimalist ve derin anlatımıyla dikkat çeken Kaplanoğlu, Türk sinemasında mistik ve felsefi temaları işleyen özgün bir sanatçı olarak öne çıkmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir