Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’deki yeni yönetimin Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ve beraberindeki heyet ile bir araya geldi. Görüşmeye dair ilk kareler geldi. Dışişleri Bakanlığı görüşmeye dair şu bilgilendirmeyi yaptı: Bakanlığımızda 3+3 formatında yapılan toplantıya, iki ülkenin Dışişleri Bakanlarının yanısıra, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Suriye’deki Yeni Yönetimin Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra ve Suriye’deki Yeni Yönetimin İstihbarat Başkanı Enes Hattab da katıldı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamaları şöyle: Yeni Suriye’nin Yeni Dışişleri Bakanı Esad Şeybani’yi ve Suriye Milli Savunma Bakanlığı İstihbarat Başkanlığı Ankara’da ağırlamaktan duyduğumuz memnuniyeti ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Bu kıymetli heyetimiz bugün önce Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kabul edildiler. Sayın Cumhurbaşkanımız heyete kendilerinin Suriye halkına ve yeni yönetimine olan sarsılmaz desteğini tekrar ifade ettiler. Kıymetli meslektaşım ve heyetiyle beraber Dışişleri Bakanlığımızda, Milli Savunma Bakanımız Sayın Yaşar Güler’in, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Sayın İbrahim Kalın’ın katılımlarıyla da bir uzun çalışma toplantısı yaptık. Burada Suriye’deki güvenlik durumunu ele aldık. Ülkede istikrarın tam olarak tesisi için atılması gereken adımlar üzerinde durduk. Siyasi, ekonomik ve insani meseleleri değerlendirdik. Türkiye olarak Suriye’ye her alanda destek sağlamaya hazır olduğumuzu ifade ettik. Bu çerçevede ikili iş birliğimizi daha kurumsal hale nasıl getirebileceğimizi ele aldık.
‘SURİYE’DE YENİ BİR SAYFA AÇILDI’
Esad rejiminin devrilmesinin üzerinden bir aya aşkın zaman geçti. Suriye’de yeni bir sayfa açıldı. Bu fırsatın Suriye’deki yeni yönetim ve uluslararası toplum tarafından doğru kullanılması gerekiyor. Bu kapsamda Suriyelilerin öncülüğü ve sahipliğinde kapsayıcı bir siyasi süreç tesis edilmesi büyük önem taşıyor. Suriye’deki tüm dini, etnik ve mezhepsel grupları artık kucaklaşma zamanı gelmiştir.
Yeni yönetimin kapsayıcı bir anlayışla hareket etmesi memnuniyet vericidir. Türkiye olarak, Suriye’deki tüm birleşenlerin iradesini yansıtmasına yönelik çabalarını destekliyoruz. Bu tarihi dönüm noktasında uluslararası topluma düşen görev, Suriye’ye her türlü desteği sağlamaktır. Suriye halkının kendi ayakları üzerinde durmasına yardımcı olmalıyız. Suriye’yi bir rekabet alanı değil, bir işbirliği alanı olarak görmeliyiz. Geçtiğimiz hafta sonu Riyad’da düzenlenen ve Sayın Şeyban’ın da iştirak ettiği toplantıda bu hususları derinlemesine el aldık. Öncelikle yeni yönetimle temasların ve yapıcı anlaşmanın sürdürmesi gerektiğini düşünüyoruz. Esad rejiminin kötü bir mirası olarak Suriye’ye yönelik yaptırımlar maalesef hala yürürlükteler. Yaptırımların kaldırılması için yoğun bir diplomatik çaba devam etmektedir.
‘SURİYE’YE YAPTIRIMLAR KALKMALI’
Bunun neticesinde Amerika’nın yaptırımlara kısmi muafiyet getirmesi mümkün oldu. Avrupa Birliği’nin de yaptırımlara muafiyet sağlama konusunda bir çalışma yürüttüğünü anlıyoruz. Temel kamu ve altyapı hizmetlerinin verilebilmesi için yaptırımların kaldırılması gerekir. Yaptırımların kalkması halinde ülkenin normalleşme süreci hızlanacaktır. Milyonlarca Suriyelinin ülkelerine geri dönmesini mümkün kılacak koşullar yaratılacaktır. Suriye’nin DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadele kapasitesi artacaktır. Uluslararası toplum devlet kurumlarının yeniden yapılandırılması ve kapasite inşası alanında da Suriye’ye destek olabilir. Biz Türkiye olarak bu konulardaki tecrübelerimizi aktarmaya hazırız.
‘THY’NİN SURİYE UÇUŞLARI YAKINDA BAŞLAYACAK’
Bu doğrultuda Sayın Cumhurbaşkanımızın tüm devlet kurumlarına gereken talimatları verdi. Biliyorsunuz 12 yıllık aranın ardından geçen ay Şam Büyükelçiliğimizi açtık. Halep Başkonsolosluğumuz da inşallah 20 Ocak günü faaliyete geçecek. İnşallah Türk Hava Yolları uçuşlarına da yakında başlayacak.
‘YENİ SURİYE’DE TERÖR ÖRGÜTLERİNE YER YOK’
Esad Rejimi Suriye’de senelerce terör örgütlerine ev sahipliği yaptı. Terör ihraç etti. Yeni Suriye’de PKK, YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerine yer yok. Yeni yönetimin terörle mücadele konusundaki azminden memnuniyet duyuyoruz. Şimdi bunun uygulamaya geçilmesi gerekiyor. Terör örgütleriyle mücadele alanında 3. ülkelerle iş birliği konusunda önemli bir tecrübemiz var. Yeni Suriye yönetimiyle de benzer bir iş birliği tesis etmek istiyoruz. İstihbarat paylaşımından askeri kabiliyet geliştirmeye, bu alandaki imkanlarımızı kullanmaya hazırız. Aynı şekilde DEAŞ ile mücadele konusunda da operasyonel destek sağlamaya hazır olduğumuzu kendilerine ve komşu ülkelere ifade ettik. Nitekim bu konuda geçtiğimiz günlerde bazı adımlarımız da oldu. Her zaman söylediğimiz gibi DEAŞ kamplarının ve cezaevlerinin yönetimi konusunda yeni yönetime gereken yardım yapmaya da hazırız.
SORU – CEVAP
(Terörle mücadelede iş birliği) Değerli heyetle yaptığımız görüşmeden, özellikle yeni dönemde ilişkilerimizi daha etkili, daha yapısal ve daha hızlı nasıl hayata geçirebiliriz, bunu görüştük. Çünkü savunmadan, güvenlikten, terörle mücadeleden, tarım, sağlık, enerji, trafik, ulaştırma gibi birçok alanda atılması gereken adımlar var. Biliyorsunuz iki önceki kabine toplantımızda Cumhurbaşkanımızın direktifleriyle oluşturan bir koordinasyon mekanizması var. Biz kendi içimizde iç hazırlıklarımızı yapıyoruz. Hem uluslararası aktörlerle görüşüyoruz, hem değerli meslektaşlarımızla. Suriye’nin yeni devletinin kendisini yeniden inşa etmesi, özellikle demokratik organları ve uluslararası muhataplık yüzeyine çıkması biraz zaman alacak. Biz bu sürede aşamalı olarak, en basitinden en karmaşığına kadar yapılabilecek konuları uygun zaman diliminde yapmak konusunda irade beyanında bulunduk. Kendileri de bu konuda memnuniyetle kabul ettiler. Şu anda Türkiye’nin gerek kamu kurumlarıyla gerek özel kurumlarıyla, STK’larla hem dayanışma hem yardım hem de ticaret konuları neyi gerektiriyorsa bu konudaki işbirliği devam edecek. Tabii ki her şey mükemmel olmayacak, ilk etapta dediğim gibi büyük bir yıkımla karşı baş başa kalmış bir devlet var. Milyonlarca insan yerinden edilmiş durumda, onların geri dönmesiyle başlayacak bir ekonomik hayat, bir sosyal hayat var. Bunların zaman içerisinde inşallah hayata geçmesini umuyoruz. Ama önemli olan, tekrar altını çiziyorum, bizim bıkmadan usanmadan bu hedefe doğru sistemli bir şekilde, profesyonel bir şekilde çalışmamız. Terörle mücadele konusunu da, güvenlik konusunu da tabiatıyla konuştuk, DEAŞŞ konusu, PKK konusu, YPG konusu. Özellikle DEAŞ ile mücadele konusunda neler yapılması gerekiyor, o konuda kendileriyle görüş alışverişinde bulunduk. İstihbarat paylaşımına, operasyonel iş birliğine muhakkak ihtiyaç var. YPG konusu özellikle kendilerini çok yakından ilgilendiği bir husus, o konuda da görüşlerimizi karşılıklı paylaştık.
‘ZAMAN BARIŞ VE REFAH ZAMANI’
Şu hususu bir kez daha açıkça ifade etmek istiyorum. Bölgenin geleceğinde teröre yer yoktur. Suriye’nin parçalanmasına asla rıza göstermeyeceğiz. Bölge yeteri kadar savaşlardan çekti. Zaman artık terörden ve silahtan, şiddetten arınma zamanı. Zaman barış, dayanışma, kardeşlik, kalkınma ve refah zamanı. Bu konuda Türkiye imkan ve kabiliyetleriyle gerekli adımları sürekli atmaya muktedir. Türkiye ve Suriye arasındaki dostluk bağları son derece güçlüdür. Ülkemiz Suriye ihtilafı boyunca milyonlarca Suriyeli kardeşimize ev sahipliği yaparak bunu kanıtlamıştır. Suriye’de başlayan bu yeni dönemde de güçlü bağlarımız ve işbirliğimiz pekişecektir. Türkiye’nin tek arzusu barış, huzur, refah ve güvenlik içinde yaşayan bir Suriye’dir. Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doldurusunda ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Değerli kardeşim Şeybani’ye ve değerli heyetine bu tarihi ziyaretleri için bir kez daha teşekkür ediyorum.
ESAD HASAN ŞEYBANİ’NİN AÇIKLAMALARI
Kardeşim Hakan Fidan’a çok çok teşekkür ediyorum bu sıcak karşılama için. Aynı zamanda Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da çok çok şükranlarımızı iletmek istiyoruz. Bugün bizi kabul etmişlerdi. Yine aynı şekilde Türkiye Cumhuriyeti’ne, Türkiye halkına, Suriye halkına Suriye devriminden bu yöne birlikte oldukları için teşekkür etmek istiyorum. Suriye ve Türkiye yeni bir tarih yazdılar. Kardeşlik üzerine kurulu bir tarih. Yine aynı şekilde bölgedeki istikrarın ve güvenliğin sağlanması için bu tarihi kurdular. Yine aynı şekilde bu ilişkileri her zaman desteklemeye devam edeceğiz. Suriye halkı ispat etti ki evet diktatörlüğe karşı olduğunu bildirdi. Dolayısıyla biz de yeni bir ülkeyi yapmak için, yeniden imar etmek için bir araya geldik. Ve bütün halklarının hakları ve aynı zamanda bölgeyle ve dünya ile entegre olan bir ülke olacağını ve stratejik yönünü de tekrar oynaması için var gücümüzle çalışacağız. Burada tabi ki daha önceki durum Suriye halkının yararına değildi. Yeni bir ülke kurmaya çalışıyoruz. İnsanlara değil kurumlara dayalı olacağını, kurumsal olacağını ve dolayısıyla biz yine aynı şekilde siyasetin ve hizmeti, güvenlik, askeri ve diğer orta entegre olacak şekilde bütün halkın yararına olacak şekilde çalışmalarını yürütmesi için çalışacağız. Yeni yönetim, Suriye topraklarının Türkiye’ye karşı tehdit olmaktan çıkarılması gerektiğine inanmaktadır. Toprak birliğimiz çok çok önemli. Merkezi hükümetimize bağlı tüm topraklarımızın aynı çatı altında olmasını istiyoruz.