Nevruz kelime anlamıyla yeni gün anlamındadır.
Nevruz doğada yaşamın yeniden canlanmasıdır.
Nevruz doğanın uyanmasıdır.
Nevruz baharın müjdecisidir.
Nevruz gün ve gecenin eşitlendiği gündür.
Nevruz Şahı Velayet Hz. Ali’nin doğum günüdür.
Nevruz Demirci Kawa’nın direniş ateşini yaktığı gündür.
Nevruz dayanışmadır, paylaşımdır.
Nevruz diriliştir.
Nevruz barıştır.
Nevruz kardeşliktir.
Nevruz Bayramınız kutlu olsun.
***
Bu yıl Nevruz Bayramımızı kutlayamadık.
Nedeni ise siyasi iktidarın ülkeyi kaostik ortama sürüklemesidir.
Nevruz buruk oldu.
Nevruz’da meydanlar yine tıklım tıklımdı. Bu kez Nevruz Bayramını kutlamak için değil; varolan haksızlığa, hukuksuzluğa, yoksulluğa, yoksunluğa, açlığa karşı yurttaşlar bir araya gelerek ‘Artık Yeter’ demek için meydanlardalar.
Halk ayakta, emekçiler ayakta, gençler ayakta, kadınlar ayakta, çocuklarımız ayakta…
Sağcısı ayakta, solcusu ayakta, liberali ayakta…
Dindarı ayakta, ateisti ayakta…
Alevi’si ayakta, Sünni’si ayakta, Hristiyan’ı ayakta, Musevi’si ayakta…
Bu tek adam rejiminden zulüm görenler ayakta…
‘Bana değmeyen yılan bin yaşasın’ diyenler ayakta…
Türkiye ayakta…
***
Meydanları dolduran milyonlar bana yetmişli yıllardaki sınıf mücadelesinin o görkemli direncini hatırlattı. Egemenlerin korktuğu o yıllarda gençliğin önderliğinde işçi sınıfı hak arama mücadele bayrağını göndere çekerek adeta destanlar yazdı.
Bugün görüyorum ki gençlik korku duvarlarını aşarak yeniden meydanlara indi. Artık durdurak yok. Yurttaşlar korku duvarlarını yıktı, meydanları hınca hınç doldurdu.
Bundan böyle halkın coşkun akan selinin önünde hiçbir barikat duramaz.
***
İstanbullular belediye başkanlarına sahip çıkıyor. Halk Güdümlü yargı aracılığıyla CHP’lilere yapılan haksız, hukuksuz gözaltılar ve tutuklamalarla alıkonulmasına izin vermeyecek kararlılıkta…
Yurttaşlar ülke genelinde Cumhurbaşkanlığı Adaylığı için yola revan olan Sayın Ekrem İmamoğlu açılan ‘ahmak davası’ ve ‘diploma’ iptali ile başlayan kumpaslarla ‘siyasi yasak’ tehditle susturulmak isteniyor. Yurttaşlar bu hukuksuzluğa karşı çıkarak sesini yükseltiyor.
23 yıldır siyasi iktidarın uygulamaları altında inim inim inleyen yurttaşlar; tüm haksızlıklara ‘DUR’ diyor.
Cumhuriyet sevdalıları, 23 yıldır cumhuriyetimizin tüm değerlerinin ayaklar altına alındığını ve laik demokratik cumhuriyettin değerlerinden vazgeçildiğini görüyor.
***
Tek adam rejimi tarafından ülkemizin aydınları, gazetecileri, siyasileri, iş insanları, gençleri yıllarca sorgusuz sualsiz tutsak edilmiş, muhalif kim varsa özgürlüğünden mahrum edilmiştir.
Gözaltılar, tutuklamalar ile yaratılan korku imparatorluğunun çatısı yarattığı kaos ortamında korkuya kapılmıştır. Ebediyete kadar iktidar hırsıyla toplumun tüm kesimlerine verilen zararın telafisi güç koşullar meydana getirmiştir.
***
Tüm bu saldırılar devam ederken gözler CHP’nin eski lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu aradı lakin göremedi. Yaşayan tüm genel başkanlar bu kumpaslara karşı ses yükseltirken ve partisini yalnız bırakmazken, Kılıçdaroğlu’nu hiçbir alanda göremedik. Bu durum Kılıçdaroğlu’na yakışmadı.
***
Bu arada siyasi iktidar boş durmadı. Adeta ülke topraklarını yandaşlarına ve Beşli Çete’ye peşkeş çekmekten geri durmadı. Kamu alanları ve ormanlık alanlarnın imara açılması için kararlar alındı.
***
Son 5 günde ekonomimiz tepetaklak oldu. Borsa battı. Döviz rekor üstüne rekora koşuyor. Siyasi iktidar dövizi durdurmak için hazinemizdeki yüzde 50 faizle elde ettiği dövizi boşalttı.
CHP Gurup Başkanvekili Murat Emir’in söylemiyle ‘Ceberut ve otoriter Tek Adam Rejimi’ demokratik hayatı katletmiştir. HADEP eski milletvekili Sabahat Tuncel’in ise ‘Bu ortamda barış nasıl sağlanacak.’ diyerek tepkisini dile getirmiştir.
Bir yandan İmamoğlu haksız bir şekilde gözaltına alınıyor diğer yandan barıştan söz ediliyor.
Bu tutarsızlığa inanmak ahmaklıktır.
***
16 milyon İstanbullu ayakta…
86 milyon ayakta…
Siyasi iktidar emriyle güvenlik güçleri orantısız güç kullanarak halka zulmediyor.
Halk barışçıl tepkilerini meydanları doldurarak haykırıyor.
Sayın Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı her akşam iftar yemeklerindeki konuşmalarında ötekileştirici söylemlerinden vazgeçmiyor.
Bu durum Türkiye’yi daha da geriyor. Oysa toplumsal barışı sağlamanın yolu birlik ve kardeşlik mesajları verilerek sağlanabilir. Aksi takdirde kaos ortamı büyük çalkantılara yol açabilir. Siyasi iktidar bunu görmek zorunda…
More Stories
Üçpınar’ın kanalizasyon altyapı sorunu çözülüyor
Bozdoğan Belediyesi, Bayram Öncesi Mezarlık Çalışmalarını Tamamladı
Kırklareli’nde 44 Kaçak Göçmen Yakalandı