Önerinin gerekçesini açıklamak için kürsüye çıkan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, teğmenler hakkında soruşturma açılmasına sebep olan andın tarihine ilişkin bilgi verdikten sonra Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Erhan Afyoncu’nun yemin metninden “Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti” kısmını neden çıkarttığını sordu.
Yemin metniyle sorunu olanın Cumhuriyetle sorunu olduğunu belirten Bakan, teğmenlerin soruşturmasının hızla yürütülmesine “TSK üniforması üzerine bilmem ne tarikatının cübbesini giyen, sarığını saran amirale bir yılda disiplin cezası vermediniz” diye tepki gösterdi.
Bakan’ın konuşması sırasında kendisine laf attığı gerekçesiyle söz alan AKP Ankara Milletvekili Osman Gökçek, “Mustafa Kemal Atatürk’ü maymuna benzeten kişiyi danışman yapan Sayın Kılıçdaroğlu’ydu, bir kere, öncelikli olarak bunu size hatırlatmak isterim. Mustafa Kemal Atatürk’le alakalı olarak bu kelimeyi çok militarist olarak bulan kişi kimdi? Sayın Canan Kaftancıoğlu’ydu değil mi? İşinize gelince Atatürkçüsünüz, işinize gelince Atatürkçü değilsiniz” dedi.
Gökçek ayrıca ihraç talebiyle disipline sevk edilen teğmenlere ilişkin şunları söyledi:
“Bir kere oradaki teğmen meselesi şudur: Oradaki teğmenlerimizle ilgili olan meselede bir disiplinsizlik vardır. Sayın Murat Bakan Bey askerlik yaptıysanız bilirsiniz, bir içtimada kafanıza göre çıkıp böyle bağırma hakkınız var mıdır? Yoktur. Mustafa Kemal Atatürk hepimizin değeridir, işinize geldiği zaman Mustafa Kemalci olup işinize geldiği zaman Mustafa Kemal’i maymuna benzetenlere laf etmezseniz o da burada sizinle alakalı bir sıkıntıya yol açar.”
Gökçek’in sözlerini sonlandırmasının ardından CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ve AKP Ankara Milletvekili Osman Gökçek arasında ‘özel araç’ tartışması yaşandı. Günaydın, Gökçek’in konuşması üzerine söz alarak, “Bu Meclisin bir tartışma düzlemi ve tartışma düzlemini götürebilecek bir entelektüel, bir ahlaki düzleminin olması lazım. Konuşmacının her iki düzlemden de eksik olduğunu görüyoruz, dolayısıyla sözlerinin, iftiralarının hepsini kendisine iade ediyoruz. Konuya gelememesini anlayışla karşılıyoruz çünkü konuya gelebilmek için konuyu bilmek, konuyu karşılayabilecek bir ahlaki cesarete ve aydın namusuna sahip olmak lazım. Buna sahip olmayanların bunu yapamaması son derece açıktır” dedi.
“TÜYÜ BİTMEMİŞ YETİMİN HAKKINI YİYEN…”
Gökçek, Günaydın’ın kendisi hakkındaki “Konuya gelememesini anlayışla karşılıyoruz çünkü konuya gelebilmek için konuyu bilmek, konuyu karşılayabilecek bir ahlaki cesarete ve aydın namusuna sahip olmak lazım” sözlerine şöyle cevap verdi:
“Bana ahlaktan en son söz edecek kişi Gökhan Günaydın’dır. Niye? İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin arabasını kendisine tahsis etmiş. Buraya, 200’ün üstünde defa buraya girmiş bir adamdır, bir. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yardım kartlarıyla kendi başına jöle alan Gökhan Günaydın’dır, bu iki. Değerli CHP’li milletvekilleri, size araba vermiyor Ekrem İmamoğlu ama Gökhan Bey’e araba veriyor; bakın, aslında ben sizin hakkınızı da savunuyorum yani bu konudan dolayı beni alkışlamanız lazım. Gökhan Bey, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin arabalarını kullandığınızdan dolayı kendinizi ahlaklı olarak görüyorsanız size diyebilecek laf bulamıyorum. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyen ve orada garibin gurebanın hakkını yiyen bir kişi olarak oturuyorsunuz, bana burada kalkıp da ahlaktan, namustan bahsetmeye kalkıyorsunuz.
Ankara Anıttepe’de bir trafik kazası oluyor; İstanbul Büyükşehir Belediyesinin arabası, arabada çakar var ve bu arabayı durduruyorlar, kendi şoförünün beyanatıdır, tutanaklara düşmüştür; arabanın içinde Gökhan Günaydın’ın olduğunu söylüyor. Şimdi buradan herkese sesleniyorum: İstanbul Büyükşehir Belediyesinin benim vereceğim araç plakası eğer ki Türkiye Büyük Millet Meclisine 200’den fazla giriş yapmadıysa ben milletvekilliğinden istifa ediyorum. Senin eğer o arabaya bindiğini ispatlarsak sadece grup başkanvekilliğinden istifa ediyor musun? Hadi gel göreyim seni”
“YALAN BEYANDA BULUNDUĞU İÇİN BEN ONU İŞTEN ÇIKARDIM, SEN ONU SATIN ALDIN”
Günaydın ise Gökçek’in makam arabası iddialarına şu sözlerle karşılık verdi:
“O direksiyonu, satın aldığın yalancı tanıkla beraber sana ilk mahkemede yutturacağım Osman Gökçek! İlk mahkemede yutturacağım! Seninle ilgili olarak -yalan söylüyorsun- savcılığa defalarca suç duyurusunda bulundum. İnşallah, milletvekilliğin bittikten sonra suçlamaya yönelik ceza davasını da göreceğiz. Siz beraber Ankara’yı parsel parsel boşalttınız. Eğer bu memlekette yargı olsaydı sen de baban da asla dışarıya çıkamazdınız.
Bu memleketin FETÖ’cülerle beraber kurduğu televizyon kanalından her gün insanlara iftira eden, sonra da utanmadan buralarda dolaşan, kendi arkadaşlarını bile mahcup eden, arkadaşlarının senin arkandan ‘Ya, kusura bakma, bu da böyle ama ne yapalım’ dedikleri, babanı görevden aldıkları ama yargılayamadıkları bir düzenin içerisindeyiz.
O benim eski şoförüm, bir araçla trafik kazasına karışmıştır, araç bana ait değildir. Araçta benim olduğuma ilişkin beyanda bulunmuştur. Yalan beyanda bulunduğu için ben onu işten çıkardım, sen onu satın aldın. Sen satın almayı bilirsin. Senin o verdiğin parayı da senin boğazından teker teker çıkarmazsam Gökhan Günaydın değilim.”