Trump’tan Tartışmalı Göç Planı
ABD Başkanı Trump, Gazze’de yaşayan Filistinlilerin yaşam alanı kalmadığını ve bu insanların Ürdün ile Mısır’a yerleştirilmesini önerdi. Ancak bu iki ülke söz konusu plana net bir şekilde karşı çıkıyor. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, o çok tartışılan planının işe yarayabileceğini düşünüyor. Başkan, Pazartesi günü yaptığı açıklamada Mısır ve Ürdün’ün, Gazze Şeridi’nde yaşayan insanların topraklarına yerleşmesini kabul edeceklerini ummaya devam ettiğini dile getirdi. Gazze’de hayatın çok uzun zamandan beri bir “cehennem” olduğunu ifade eden Trump, dileğinin Gazzelilerin “huzursuzlukların, isyanların ve şiddetin olmadığı bir yerde yaşayabilmesi” olduğunu vurguladı. Donald Trump, Gazzeli Filistinlilerin geçici bir süre için mi yoksa kalıcı bir şekilde mi Mısır ve Ürdün’e yerleşmelerini istediğini ise belirtmedi.
Böylesi büyük bir kitlesel göçün, uluslararası hukuk açısından son derece sakıncalı ve büyük siyasi sıkıntılara yol açabilecek olmasına ve konunun muhatabı olan Ürdün Kralı II. Abdullah ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin de açık bir dille karşı çıkmasına rağmen Trump, planının uygulanabilir olduğunu düşünüyor.
Es-Sisi ile telefonda konuyu görüştüğünü öne süren ABD Başkanı, Gazzeli Filistinlileri kastederek “Bir kısmını almasını arzu ederdim (…) Biz onlara çok yardım ettik ve eminim o da bize yardım etmek ister” dedi. Mısır Cumhurbaşkanlığı ofisi ise, Trump ile es-Sisi arasında herhangi bir telefon görüşmesi olmadığını açıkladı.
Gazze Şeridi’nde yaşayan insanları bölgedeki komşu ülkelere yerleştirme fikri, geçtiğimiz günlerde de uluslararası toplum tarafından yoğun tepki görmüştü. Birçok ülke ile birlikte Avrupa Birliği’nin (AB) yanı sıra Mısır ve Ürdün de net bir şekilde plana karşı çıktı. Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın ilgili açıklamasında “Mısır, Filistin halkının kendi topraklarındaki sarsılmaz varlığını” desteklediğini duyurmuş ve “Bu devredilemez haklara yönelik, işgal, toprak ilhakı ya da insanların zorla göç ettirilerek nüfussuzlaştırma yoluyla her türlü dış müdahaleye” karşı olduğunu vurgulamıştı.
Ürdün’ün resmi sesi sayılan devlete yakın Jordan Times gazetesi de, Trump’ın ortaya attığı fikir ile ilgili olarak Ürdün’ün tavrının çok açık olduğunu, ülkenin Filistinliler için şu an alternatif bir yuva olamayacağını ve hiçbir zaman da olmadığını aktardı. İlgili haberin devamında şu ifadeler kullanıldı: “Ürdün, hangi bahane ile gündeme getirilmiş olursa olsun, Filistin davasını yok etmeye ya da Filistinlilerin haklarını yok etmeye yönelik her türlü girişimi reddeder. Filistinliler vatanlarından vazgeçemezler.”
“Hükümet halkın büyük protestosu ile karşı karşıya kalır”
Berlin merkezli Bilim ve Politika Vakfı’ndan (SWP) Siyaset Bilimci Stephan Roll, Mısır’ın Trump’ın planına karşı çıkışının ardında, Filistinlilerin kendi devletini kurma fikrine destek ve Filistin halkı ile dayanışma tavrının olduğunu ifade ederek “Bu (Mısır’da) iç siyaset açısından oldukça büyük bir konu (…) Mısırlılar tarafından Filistin karşıtı bir plan olarak görülen yerleştirme projesi için Mısır toprağını vermek bir tabu. Hükümet bu yönde bir karar alırsa halkın büyük protestosu ile karşı karşıya kalır” diyor.
Konrad Adenauer Vakfı’nın Ürdün’deki merkezinin müdürü Edmund Ratka da, Ürdün Kraliyet ailesi ile hükümeti için de benzer sorunların söz konu olduğunu ifade ediyor. Ürdün halkının büyük bir çoğunluğunun, “Filistin Davası”nın ortadan kaldırılması olarak gördüğü projeye katı bir biçimde karşı olduğunu aktardı. “Ülkede Kral dahil hiç kimse bu politikaya alet olduğundan kuşkulanılmasını istemiyor” ifadesini kullanan Ratka, Trump’ın planına destek vermenin diğer yandan Ürdün içindeki aşırıcı grupların güçlenmesini de sağlayabileceğini vurguluyor.
Ürdün özelinde konuyu daha da hassaslaştıran bir başka noktaya Ratka şöyle dikkat çekiyor: “Ürdün halkı içinde Filistin kökenli olmayan ve devletin omurgasını teşkil edenler, Kraliyetteki demografik yapının ve siyasi gücün kendi aleyhlerine değişeceğinden endişe ediyor”. Ülkede zaten halihazırda Filistin kökenli Ürdünlülerin, özel sektörün büyük bir bölümüne hükmettiğini aktaran Ratka, “Bu nedenden dolayı da Ürdün’ün (Filistin kökenli olmayan) yerlilerinin ülkeye daha fazla Filistinli gelmesini istemediğini” dile getiriyor. Ürdün’de, çeşitli kaynaklara göre nüfusun yarısından fazlası Filistin kökenli.
Bir dehşet senaryosu olarak İsrail ile savaş ihtimali
SWP’den Stephan Roll, Donald Trump’ın önerisinin Mısır’da derin güvenlik kaygılarına da sebep olduğunu belirterek “Bu kaygılar (Gazze ve İsrail’e) sınır olan Sina Yarımadası’nda, geçen on yıllar boyunca güvenlik açısından istikrar sağlanamamış olmasından kaynaklanıyor. Günümüzde yoğun bir askeri çaba ile durum az buçuk kontrol altına alınabildi. Ancak bölgede büyük sığınmacı kampları kurulması halinde yeniden çatışma ortamı oluşabileceği ve bunun ülkenin diğer bölgelerine de yansıyabileceği düşünülüyor. Buna paralel olarak, oluşturulacak sığınmacı kamplarından ve yerleşim yerlerinden İsrail’e düzenlenecek olası saldırıların İsrail’in karşı saldırısına neden olacağı ve Mısır’ın kendini İsrail ile bir savaşın içinde bulacağından büyük endişe duyuluyor” diyor.
Edmund Ratka, Ürdün’deki sorunların daha başka olduğunu, Hamas’ın 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail topraklarına düzenlediği terör saldırısı ile başlayan Gazze Savaşı süresince, Kral Abdullah ile Ürdün hükümetinin, halka İsrail ile karşılıklı uzlaşma ve barışa dayalı ilişkileri açıklamakta zorlandığını dile getiriyor. İsrail ile Ürdün arasında 1994 yılında imzalanan barış antlaşmasının, Filistinlilerin günün birinde kendi devletlerine sahip olacakları beklentisi ile imzalandığını hatırlatan Ratka, “Ancak Filistin devleti projesi ortadan kalkarsa, Ürdün halkının büyük bir kısmı Ürdün-İsrail ilişkilerine farklı bir gözle bakmaya başlar. Trump’ın planı da biraz bu açıdan değerlendiriliyor” ifadelerini kullanıyor.
Ratka, geçmişten edinilen zorla göç ve sürgün tecrübeleri ışığında Ürdün’de hiç kimsenin, Filistinlilerin komşu ülkelere sadece geçici olarak yerleştirileceğine inanmadığını da sözlerine ekliyor.
Filistinlilerin tehciri kırmızı çizgi
Ürdün devletinin “Filistinlilerin, Filistin topraklarından kovulmasını her zaman bir kırmızı çizgi olarak gördüğünü” vurgulayan Ratka, “Şayet şimdi boyun eğilirse bu hem halkta hem de uluslararası alanda bir zayıflık ve etkisizlik olarak algılanır” diyor.
Benzer bir durumun Mısır için de geçerli olduğunu dile getiren Roll, “Özellikle Gazze’nin yeniden inşası ve bunun ekonomik getirisi açısından Mısır bölgedeki etkinliğini devam ettirmek istiyor. Bu açıdan Kahire, Trump etkilemeyi ve planlarından vazgeçirmeyi deneyecektir” tahminini paylaşıyor.
Roll’a göre, aldığı tüm eleştirilere rağmen ABD Başkanı Trump’ın haklı olduğu bir konu var: “Gazze Şeridi tamamen yıkıma uğradı. Burayı yeniden inşa etmek yıllarca sürecektir. Bu zaman zarfında Filistinliler nerede yaşayacak?”
DW Türkçe’ye VPN ile nasıl erişebilirim?