Uğur Mumcu 32 yıl önce bugün katledildi: ‘Tehlikeyi görmüştü’
Uğur Mumcu’nun kamucu yanını Prof. Dr. Aziz Konukman, “sol”a bakışını ise Doç. Dr. Ömer Atagenç Cumhuriyet’e değerlendirdi.
AKP iktidarının 2008’e kadar “IMF programı”, 2008 sonrası ise “IMF’SIZ IMF programı” olarak savunduğu neoliberal politikalarda en kritik eşiklerden birisinin 24 Ocak Kararları olduğunu anımsatan Konukman, “Birçok ülkede bu tarz programlar darbe sonrası uygulanırken Türkiye’de tam tersine önce program sonra darbe şeklinde devam etti. O program bugünlerde özel sektör temsilcileri, onaylanmış bürokratlar, sivil toplum kuruluşlarından şeklinde üç ayaktan oluşan ama üç ayağının da sermaye tarafından belirlendiği bir programa evrildi” dedi.
Kredi karşılığında; bütçe küçültme, KİT tasfiyesi ve sınıfsal kazanımları törpüleyen kuralsızlaşma dayatan modelin nasıl bir tehlike olduğunu Mumcu’nun çok erken fark ettiğini belirten Konukman, “Belki de programın bugünlerdeki halini de öngördü ve tüm gücüyle buna engel olmaya çalıştı” ifadelerini kullandı.
“AYDIN KUŞAĞININ TEMSİLCİSİ”
Mumcu ’nun siyasal görüşlerinin Kemalist devrim ile sosyalizm arasında kurulan bağ temelinde olduğunu belirten Doç. Dr. İhsan Ömer Atagenç, Mumcu’nun Kemalist devrimden hareket ederek “emekçi halkın nasırlı elleriyle kuracağı bağımsız bir Türk sosyalizmi” hayalini her fırsatta dile getirdiğini söyledi.
“Mumcu’nun Milli Mücadele’nin bir devamı olarak gördüğü eşitlikçi ve adil bir toplum özlemini yansıtan ‘Türk sosyalizmi’, 27 Mayıs sonrasına Avcıoğlu öncülüğünde yükselen Yön Dergisi sayfalarında güçlü bir şekilde pekiştirilmiştir. Avcıoğlu’nun sosyalizm temelinde Kemalizme yeni bir anlam kazandırdığı bu dönemde Mümtaz Soysal, İlhan Selçuk, Niyazi Berkes, Bedri Rahmi Eyüboğlu gibi isimlerden oluşan tarihi bir aydın kuşağı içinde Mumcu da yerini almıştır” ifadelerini kullandı.
‘TUTARLILIĞINI KORUDU’
Mumcu’nun politik görüşlerindeki tutarlılığın, 12 Eylül sonrasında Kemalizm ile sosyalizm arasındaki bağların kasıtlı olarak koparılmasına rağmen devam ettiğinin altını çizen Atagenç, “Sağ-sol tartışmasının popüler alanda gücünü yitirdiği bu dönemde kendisini hala sol bir düzlemde tanımlayan Kemalistlerin düşünsel arka planında Mumcu’nun güçlü bir rolü olduğu görülmektedir” dedi.
Atagenç sözlerine şöyle devam etti:
“Dünya genelinde sağı yükselişe geçtiği, kimlik siyasetinin egemen olduğu, neoliberal düzenin toplumları atomize ettiği ve ortak bir direniş hattını farklı isimler altında yok etmeye çalıştığı bu çağda Türk toplumunun kolektif ihtiyaçlarına ve çıkarlarına seslenen halkçı, kamucu, aydınlanmacı ve toplumcu bir fikrin sosyalizm temelinde gelişmesine dair yükselen seslerin köklerinde Mumcu’ların, Avcıoğlu’ların, Selçuk’ların ve Soysal’ların mirası bulunmaktadır.”