Uzak Şehir’in Sadakat’i konuştu! ‘Henüz seven çıkmadı’
Gonca Cilasun, Kanal D’nin iddialı dizisi “Uzak Şehir”de Sadakat Albora karakteriyle izleyici karşısına çıktı.
Usta oyuncu “Sadakat Albora karakter olarak taban tabana zıt olduğumuzu düşündüğüm ama iddiası, gücü, koruyuculuğuyla beni ilk bakışta cezbeden inanılmaz bir kadın. Çocukları ve onların geleceği için her şeyi yapabilir” diyor.
Uzak Şehir’in başarılı oyuncusu Gonca Cilasun, merak edilenleri Hürriyet’e anlattı…
Sadakat Albora, dizi içinde kritik bir rol üstleniyor, karakteri bir de siz anlatabilir misiniz?
Sadakat Albora karakter olarak taban tabana zıt olduğumuzu düşündüğüm ama iddiası, gücü, koruyuculuğu ile de beni ilk bakışta cezbeden inanılmaz bir kadın. Her anne gibi hepimizin annesi gibi. Çocukları ve onların geleceği için her şeyi yapabilir. Bunu yapabilmek için de elinde olan en büyük koz kendi gücü. Ailesinin de bu gücü sadece kendisi sayesinde elinde tutacağına inanıyor. Haksız da olmadığını düşünüyorum. Sadakat hep kararlı adımlar atan, sonrasını hesaplayan bir kadın.
Rolünüze nasıl hazırlandınız?
En büyük hazırlığım Sadakat ile konuşmaya çalışmam oldu sanırım. Sizin de tanıdığınız ve tanıyacağınız gibi çok fazla konuşan ve dinleyen bir kadın değil Sadakat ama sanırım Gonca olarak Sadakat ile konuşabilmeyi başardım. En büyük hazırlığım bu oldu diyebilirim. Anlaşıyor muyuz? Eh anlaştık da sayılır.
”ENTERESAN BİR GEÇMİŞİ VAR”
Sadakat Albora karakterinde sizi en çok çeken şey ne oldu?
Sadakat’in hikâyesi. O kadar enteresan bir geçmişi var ki Sadakat’in sanırım ilk söylediğim şey bu kadınla tanışmalıyım oldu. Pes etmemiş, her şeye rağmen gözyaşını, mutluluğunu içine atmış. Sapasağlam, dimdik duran bir kadın Sadakat. Sadakat’in o vakur olmaya çalışan hali bana herkesten başka şeyler anlattı. Biz Sadakat ile önce kağıt üzerinde anlaştık yani.
Sadakat Albora geleneklerine bağlı, kuralcı bir karakter, rolünüzle benzer özellikleriniz var mı?
Sadakat yeniliğe kapalı, her şeye karşı ağır kuralları olan bir kadın. Ben hep yeniyi ve daha iyiyi arayan biri oldum. Sanırım ben bu özelliğim yüzünden Sadakat ile anlaşabildim ama o benimle anlaşabilir miydi onu da size sormak lazım.
Mardin’i nasıl buldunuz atmosfer size nasıl etkiledi?
Mardin’e çekimlere başlamadan önce bir kısa ziyaret gerçekleştirdik. Bu kadar çok toprak olan bir yer nasıl deniz gibi görünebilir diye geçirmiştim içimden. Gündüz gözüyle sonsuzluk hissi yaratıyor. Özellikle akşam saatlerinde, yüksek bir yerdeyseniz bu uçsuz bucaksız topraklar körfezmiş ve üzerindeki ışıklar da gemilermiş gibi görünüyor. Tarihi çok eskiye dayanan evleri, bir anda coşkuyla uçmaya başlayan güvercinlere bakarken bakışınızı çalan ve sizi çocuk olmaya çağıran uçurtmaları gördüğünüzde aklınızın size fısıldadığı hikâyeleri tahmin bile edemezsiniz. Burayı büyülü yapan şey sanırım toprağından bile fışkıran hikâyeleri.
”HERKES SADAKAT’İ BİR ŞEKİLDE TANIYOR”
Evladını kaybeden bir anneyi canlandırıyorsunuz, çekimlerde zorlandığınız durumlar oldu mu?
Gonca olarak Sadakat’in her adımında onun aklından geçenlerle paydaşlık kuruyorum ister istemez bu duygusuyla da paydaş oldum. Bilmediğim bir duygunun beni ne kadar savurabileceğini öğretti Sadakat. Zorlandığım tek şey galiba onu derinden anlamak oldu.
Dizi ilk bölümüyle çok izlendi, karakterinizle ilgili nasıl yorumlar geldi?
Sadakat’i henüz seven çıkmadı. Belki ilerleyen zamanlarda haklı olduğu yerleri görüp seveceklerdir. Beni yakından tanıyanlar ise bir süre Sadakat’in ben olduğuma inanmadıklarını yazdılar. Aslında herkes Sadakat’ı bir şekilde tanıyor.
Dizideki taktığınız telkari ve diğer aksesuarlar çok konuşuldu, siz sevdiniz mi?
Sevmemem mümkün mü? Her biri incelikli bir sanat eseri gibi. El emeği göz nuru ile yapılıyor. Hele buranın kadınlarının dik duruşlarında o kadar güzel duruyor ki telkariler, şallar onları gördükçe Sadakat’i de onlarsız düşünemedi.