Vakıf Eserleri Envanter Projesi Sergisi Açıldı
Vakıf Katılım tarafından hayata geçirilen Vakıf Eserleri Envanter Projesi kapsamında Üsküdar Mimar Sinan Galerisi’nde, “Ayna: Anadolu Göğünün İpek Mahyası” adlı fotoğraf sergisi açıldı.
Konya’nın zengin vakıf mirasını, bu mirasın ürettiği ve yaşattığı anlam dünyasını gözler önüne seren sergide yer alan çalışmalar, tarihin izlerini, unutulmuş hikayeleri ve yapıların inşa edildiği dönemin ruhunu yansıtıyor.
Ayna, Konya’da Selçuklu ve Osmanlı döneminden bugüne ulaşan külliye, cami, medrese, kervansaray, hamam, sarnıç, çeşme ve türbe türü vakıf eserleriyle bunları bezeyen çini, ahşap oymacılığı, taş işçiliği gibi tarihi, sanatsal değer taşıyan süsleme ögelerinin fotoğraflarını ve bu eserlerin tarihine ilişkin detaylı bilgileri bir araya getiren “Konya Vakıf Eserleri” isimli kitabın bir yansıması olarak hazırlandı.
Küratör Numan Noyan Küçük serginin, Vakıf Katılımın Hatay’da başlattığı, Konya, Bursa ve Kütahya’da devam eden bir çalışmanın ürünü olduğunu söyledi.
Salt fotoğraf sergisinden öte ziyaretçiler için bir deneyim oluşturduklarına değinen Küçük, şu bilgileri verdi:
“Aynı zamanda bir öğrenim çabası güttük. Bu çerçevede bu çalışmayı kurguladık. Zaten konuklarımız geldiği zaman da bunu bizzat görecek. Sergi alanında üç kapıdan, kemerden geçiyorlar. Sergide, kendi içerisinde alt katmanlara ayrılan anlam bütünlüğü var. İlk kemerimiz dünümüzü, ikinci kemer bugünümüzü, üçüncü kemer de yarınımızı anlatıyor. Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti anlamına geliyor. Sonra karşılarına taş oda çıkacak. Taş, bir yapının en küçük unsuru. Bu ecdadımızın aslında bir taşla neler yaptığını, ne harikalar ürettiğini gösteriyor.”
Sergide yer alan kitabın bilinçli olarak bir cam içerisine koyulduğunu söyleyen Küçük, “Kitaba ulaşamasınlar diye değil, aslında Vakıf Katılımının yaptığı bu çalışmanın ne kadar değerli olduğunu ifade etmek maksadıyla oraya yerleştirdik.” şeklinde konuştu.
Küçük, ziyaretçilerin sergide küçük aynalarla karşılaşacaklarını da belirterek, “Serginin adının Ayna olmasının iki anlamı var. Birinci anlamı Vakıf Katılımın bunu günümüze taşıması, bu eserlere ayna tutması. İkinci anlamı ise insanlar o aynalarda kendilerini gördüğünde, ‘Atalarımız, ecdadımız bu eserleri yaptı. Şimdi sıra sizde.’ demesi. Bu eserleri yapacak yeni nesli yetiştirecek olanlar yine sizlersiniz anlamı taşıyor.” dedi.
“Sergi çok daha detaylı ve büyük bir projenin bir parçası”
Vakıf Katılım Bankası Kurumsal İletişim Başkanı Yusuf Armağan da serginin çok daha detaylı ve büyük bir projenin bir parçası olduğunu aktararak, “Hatayla başladığımız bir projeydi. Niyetimiz vakıf eserlerinin bir envanterini çıkarmak, buradaki eserlerin fotoğraflamasını tüm detaylarıyla yapmak, bu eserlerin bir akademik heyet tarafından tarihçelerini çıkarmak, sanat tarihi açısından da farklı bir bakış açısı ortaya koymak. Bunu da gelecek yıllarda Allah nasip ederse dijital bir ortamda müesseseleştirme niyetimiz var.” ifadelerini kullandı.
Hatay’da proje başladığında eserlerin önemli bir kısmının yıkılıp kullanılamaz hale geldiğini dile getiren Armağan, şöyle devam etti:
“Bizim çalışmamız bir yol gösterici olarak bundan sonra eserlerin tekrar ayağa kaldırılması anlamında bir fonksiyon üstlenmiş oldu. Biz bu projemize Konya ile devam ettik. Projenin bundan sonraki kısmında Kütahya’da çalışıyoruz ve eş zamanlı olarak da Bursa çalışmamız devam ediyor. Yıllara yayarak bu çalışmaları devam ettireceğiz hem Anadolu’da hem de Anadolu sınırları dışında kalan, örneğin Balkanlardaki vakıf eserlerini kayıt altına almak ve onların da bir envanterini çıkartmak için.”
“Serginin tamamlanması iki yıl sürdü”
Proje Yürütücüsü Fatih Ketancı ise çalışmaların Konya ayağını hayata geçirdiklerini vurgulayarak, “Başlangıç hazırlıklarıyla birlikte yaklaşık 2 senelik bir çalışma. Fotoğraf çekimleri için yaklaşık yarım yıl civarında bir çalışma sürdürdük. Dronla çekimler yaptık. Bütün yapıları, çok detaylı şekilde yani en ince süslemelerine kadar arşivledik. Bir taraftan da Prof. Dr. Ali Boran Hocamızın başkanlığında bir bilim kurulu metinleri üretti. Neticesinde böyle bir eser ortaya çıktı.” dedi.
Hazırlanan eserin Türkçe ve İngilizce olduğunu dile getiren Ketancı, dolayısıyla uluslararası alanda da çok kıymetli bir kaynak olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
Sergi, 10 Mart’a kadar ziyaret edilebilir.