Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de yaşanan yangın faciası 78 kişiyi hayattan kopardı. Otel çalışanları, otelin sahibi Halit Ergül’ün ifadelerini yalanlayarak ihmalleri bir bir sıraladı.

“MÜŞTERİLER SİGARA İÇTİĞİ İÇİN…”

Otelde gece saatlerinde güvenlik personeli bulunmadığını belirten çalışanlar facia sırasında yangın alarmı ve herhangi bir su fıskiyesinin de çalışmadığını, çok aramalarına rağmen yangın tüpü bulamadıklarını ifade etti. Bir otel çalışanı ise, “Yangın alarmları odalarda müşteriler sigara içtiği için kapalı oluyordu” iddiasını ortaya attı.

Grand Kartal Otel’de 21 Ocak günü çıkan yangında, otel sahibi Ergül, sulh ceza hâkimliği ve savcılıkta verdiği savunmada, yaşanan felaketin sorumluluğunu oteldeki alt düzeyde görev yapan elektrikçi, mutfak çalışanları ve güvenlik görevlilerine yıkmaya çalışmıştı.

Halit Ergül, ifadesinde, “Gece, Grand Otel’in mutfağında 4 kişi kahvaltıyı hazırlamak üzere görev yapmaktadır. Oradaki malzemelerin sorumluluğu da bunlara aittir. Bir de kendi özel güvenlik birimimiz söz konusudur. Bunlar 24 saat otelin içerisinde gezerler. Her yönden otelin güvenliğini sağlarlar. Yangın olduğunda ikaza basarlar. Haber verirler. Sağlık ile ilgili bir problem olduğunda ilgili birime bilgi verirler” ifadelerini kullanarak savunma yapmıştı.

“YANGIN ALARMI VE SU FISKİYESİ ÇALIŞMADI”

Hürriyet’in haberine göre, yangının çıktığı gece mutfakta kahvaltı hazırlayan çalışanlardan biri olan Faysal Yaver, verdiği ifadesinde, “Olay günü Fidan ve ben kahvaltı malzemelerini hazırlıyorduk. Yusuf ve Mehmet Usta ise ekmek yapıyordu. Yusuf Usta, ‘Yangın var’ diye bağırdı. Hemen yangın tüpü aradık ancak bulamadık. Arkadaşlar telefonla yetkilileri aramaya çalışıyordu. Ben de diğer çalışma arkadaşlarımızı uyandırmak için 2. kata indim. Ben, yangını gördükten dışarı çıkana kadar geçen sürede hiçbir zaman yangın alarmı, uyarıcı mekanik ses veyahut söndürmeye yarar su fıskıyesi çalışmadı. Biz sadece kendi sesimiz ve imkânlarımızla insanları uyandırmaya çalıştık.” ifadelerini kullandı.

“GÜVENLİK GÖREVLİSİ YOKTU”

“Otelde yangın için görevli diye bana tanıtılan kimse yok. Ben böyle birini bilmiyorum. Ancak bana, gece çalıştığım için 2 kişiye yemek vermem söylendi. Bu kişiler de resepsiyonda çalışan gecelik görevlilerdi.” sözlerini sarf eden Yaver, “Otelde geceleri çalışan bir güvenlik görevlisi görmedim. Olsaydı eğer gece çalıştığı için bizden yiyecek alırdı. Otelde herhangi bir denetime rastlamadım.” ifadelerini kaydetti.

” YANGIN TÜPÜ BULAMADIM”

Ekmek ustası Mehmet Gündüz ise savunmasında, “Ben, donut hamurunu hazırlıyordum. Yusuf Usta, yangın olduğunu söyledi. Ben de yangın tüpü aramaya başladım. Ancak bulunduğum kısımda yangın tüpü yoktu. Yusuf Usta, resepsiyon kısmına yangın alarmlarının çalması için çıktı. Katlarda da yangın butonu göremedim, yangın tüplerini de bulamadım. Olay anında güvenlik görevlisi görmedim. Otelde bildiğim kadarıyla gündüz çalışan bir güvenlik görevlisi var. İsmini Mehmet olarak bilirim. Otelde yangın alarm sistemi olup olmadığını bilmiyorum. Olay anında ben alarm sesi duymadım. Yangın merdiveni olup olmadığını bilmiyorum. Yangın esnasında elektrikler kesildiği için asansör de devre dışı kalmıştı. Benim otelde bulunduğum süre zarfında herhangi bir yangın tatbikatı yapılmadı.” açıklamasında bulundu.

Yangını ilk fark eden mutfak görevlisi Yusuf Karahanlı ise “Ben yangını fark ettikten sonra gerekli çabayı göstererek herkesi haberdar etmeye çalıştım. Yangını fark ettiğimde müdahale edilecek boyutu çoktan aşmıştı. Kişisel çabamla söndürebileceğim bir durumda değildi” söyleminde bulundu.

” MÜŞTERİLER SİGARA İÇTİĞİ İÇİN KAPALIYDI”

Yangın sırasında babasıyla birlikte işletmede bulunan 42 yaşındaki otel çalışanı Tuni Urhan, “Yangın saat 03.30’da çıktı diyorlar ama daha erkendi. Babamı sürekli aradığım için hatırlıyorum. Saat 03.00’e geliyordu. Yangının kızgın yağdan çıktığını öğrendik. Zaten genelde yangın alarmları odalarda müşteriler sigara içtiği için kapalı oluyordu. Duman sensörü de yoktu.” ifadelerini kullandı.