16.15
Kaykubad, üzerine oyun oynandığını ileri sürdü.
Sanık doktora, “Çek fişini” ifadesi de soruldu.
Keykubad, “Ben böyle bir cümle söylemedim, mavi kod ver dedim.” dedi.
15.58 – DURUŞMADA İLK KEZ BİR DOKTOR SAVUNMA YAPIYOR
Sanık hemşire Damla Atak’ın savunması bitti.
Atak’ın savunmasının ardından Dr. Rıza Keykubad’ın savunmasına geçildi. Kaykubad, davada savunma yapacak olan ilk doktor.
Kaykubad’ın savunmasını kağıttan okumasına savcı itiraz etti. Bu itiraza savunma avukatları karşı çıktı. Mahkeme başkanı, savunmanın kağıttan okunmasına izin verdi.
Sanık doktor, görmediği bir bebeğin ölümünden sorumlu tutulduğunu iddia etti.
14.45
Sanık hemşire şunları söyledi:
“500 gram bir bebek var. Müdahale edilmesi gerekiyor. Akciğerleri kanıyordu. Başhekim Ali Dirik’e mesaj attım. Bunun üzerine yoğun bakıma geldi. Sorular sordu. Ama bunları yaparken bizi yönlendiren yoğun bakım uzmanı yoktu. Zaten Güney Hastanesi’nde gece yoğun bakım uzmanı yoktu.”
Atak, başhekim Dirik’in yenidoğan yoğun bakımın kameralarını söktürdüğünü de anlattı.
Savunmasının devamında ambulans şoförü Gıyasettin Mert Ödemir’in 112 Acil Servis’te çalıştığını ancak 112 hastalarını göndermediğini de anlatan Atak, şöyle devam etti:
“Samimi olduğu doktorlar hastalarına yer bulamadığında o hastaları gönderiyordu.”
14.15
Fırat Sarı’nın işletmesinde çalıştığını söyleyen Atak, Sarı’yı bir ya da iki kez gördüğünü söyledi.
“İddianamede gördüğüm kadarıyla herkes birbirinin dedikodusunu yapıyor. Böyle örgüt olur mu?” diye kendini savunan hemşire, başka doktorların kaşelerinin kullanılmasına ilişkin soruya, “Dr. Mehmet Gürül ile çalışırken Dr. Şeyhmus’un kaşesi vardı. Mehmet Bey’in kaşesi yoktu.” yanıtını verdi.
12.47 – “FIRAT SARI ‘ENTÜBE GÖSTER’ DEDİ”
Durmuş, bilirkişi raporunda yer alan ve bir bebeğin beslenmesinin eksik olduğunu gösteren tespite ilişkin soruya, “Niye öyle yazdıklarını bilmiyorum.” yanıtını verdi.
Sanık hemşire, Fırat Sarı’nın kendisine “Hastayı entübe göster.” dediğini anlatıp, bunun daha fazla kazanç sağlamak için talep edildiğini ifade etti.
Duruşmaya yarım saat ara verildi.
12.40
“Ben yanlış hatırlamışım, uyumluymuş.”
Durmuş, “Kötüleşip entübe olmuş gibi göstereyim.” sözü için ise şunları söyledi:
“Yeni öyle oldu, dosyaya da teyit amaçlı yazayım diye soruyorum.”
Durmuş, “Bakalım bir şey yakalayacaklar mı” sözü için ise eksikliklerden bahsettiğini öne sürdü.
Sanık hemşire, Gıyasettin Mert Özdemir’in hasta transferi yaptığını, kendisinin doktora sunduğunu, doktor kabul ederse hastayı aktardıklarını anlattı.
Mahkeme başkanı bunun üzerine “Ben hakimim, başka iş yapamam. Gıyasettin ambulans şoförü olarak bunu nasıl yapıyordu.” dedi. Sanık hemşire, “Bilmiyorum, ben hasta transfer yaptığını biliyorum.” yanıtını verdi.
12.03
Sanık hemşireye, iddianameye yansıyan konuşmasında, “Artık bıraktım, ölüyor mu, ne olursa.” dediği hatırlatıldı.
Durmuş, “Hastayı ihmal edecek şekilde bırakmak değil, serzenişte bulunuyorum.” dedi.
11.50
Hakkındaki suçlamaları reddeden sanık hemşire, “Maaşlı çalışan bir insanım. Hiçbir hastayı ihmal edecek davranışta bulunmadım.” dedi.
11.48
Sanık Cansu Akyıldırım’ın savunması tamamlandı.
Dava sekizinci sanık hemşire Çağla Durmuş’un savunmasıyla devam edecek.
11.36
Mahkeme başkanı, Gönen’in avukatına, “Mahkemeyi ben yönetiyorum, siz değil.” dedi.
11.25
Akyıldırım, Taşçı’nın sorumsuz olduğunu ve çalışma şeklinin kendisine uymadığını ifade etti.
11.04
Akyıldırım, Fırat Sarı’nın talebiyle Birinci Hastanesi’nden TRG Hastanesi’ne iki haftalığına yardıma gittiğini de anlattı.
Maaşlı çalışan bir insan olduğunu anlatan Akyıldırım, çete varlığını kabul etmediğini söyledi.
Yaşananları haberleştiren gazetecileri suçlayan Akyıldırım, olayın farklı bir noktaya çekildiğini öne sürdü.
10.59
Akyıldırım savunmasında Fırat Sarı ile arasında geçen bir telefon görüşmesini de anlattı.
2023 yılının sonlarına doğru Sarı’nın kendisini aradığını söyleyen Akyıldırım, “Fırat Sarı; Hasan Basri ve Hakan Doğukan Taşçı’nın ilaçları sattıklarını söyledi. Ben gözümle görmedim.” dedi.
Akyıldırım, Sarı’yı 2019’dan bu yana tanıdığını da söyledi.
10.45
Yaşamını yitiren bebeğin, yapılan müdahaleye rağmen hayata dönmediğini savunan Akyıldırım, şöyle devam etti:
“Dursun Bey bebeğin filmine sistemden baktı. ‘Diyafram hernisi’ dendi. Ben yorumlayamadığım için bilemiyorum. Çocuğa 45 dakika müdahale ettik. Sonra filmleri Fırat Bey’e yolladım.”
10.34
Davanın ilk iki gününde altı tutuklu sanık savunma yaptı.
Bugünkü oturum sanık hemşire Cansu Akyıldırım’ın savunmasıyla başladı.
Akyıldırım, “Suçlamaları kabul etmiyorum. Ben maaşlı çalışanım. Bir maddi çıkarım olmadı.” dedi.
Mahkeme heyeti Akyıldırım’a iddianamede geçen para transferlerini sordu.
Sanık hemşire, bu paraların motivasyon amaçlı gönderildiğini öne sürdü.
Akyıldırım, “Medisense şirketinden Fırat Bey, aylık olarak bana toplu bir para atar, ben de bunu hemşirelere kıdemine göre dağıtırım.” dedi.
Sanık hemşire, örgüt lideri Sarı’yla üç yıl süren bir ilişkisi olduğunu söyledi.
10.15 – DAVADA ÜÇÜNCÜ CELSE BAŞLADI
Yenidoğan Çetesi davasında üçüncü celse başladı.
Bakırköy Adliyesi konferans salonunda görülen duruşmanın bugünkü oturumunda 22’si tutuklu 47 sanık ve tarafların avukatları hazır bulunuyor.
DAVANIN İKİNCİ GÜNÜ: HEMŞİRELERDEN ART ARDA İTİRAFLAR
Yenidoğan Çetesi davasının ikinci günü çarpıcı itiraflara sahne oldu.
Sanıklardan hemşire Hasan Basri Gök savunma yaptı.
Tapelere yansıyan sözleri için “Çirkin bir cümle. Bebeğin sürekli kalbi durup geri getiriliyordu, o yüzden böyle konuştum” dedi.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifade veren Gök, çetenin karanlık yüzünü anlattı.
“Sağlam bebeğin sevki mümkün değil. Çok uzun süre bekletildiği için akciğerleri de kötüleşiyordu. Entübe edip gönderiliyordu.” diyen Gök, “Serdar Yüksel, bebek sevki yapıp karşılığında para alıyordu. Fırat Sarı parayı yollamamı söyledi, yolladım. SGK’dan fazla para alıyorlardı. Bunun için yatışlar uzatılıyordu.” itirafında bulundu.
Gök, “Epikrize yardım ettiği için bütün hemşirelere para veriliyordu. Kimse hayrına bir şey yapmıyordu.” diye konuştu.
“O SÖZ KURTLAR VADİSİ REPLİĞİYDİ”
Duruşmada bir Kurtar Vadisi diyaloğu da yaşandı.
Hemşire Deniz Korkmaz’a, “Devleti soymak milleti soymaktan şereflidir.” cümlesini kurduğu hatırlatılınca, repliği Kurtlar Vadisi dizisinden aldığını söyledi.
“Hastane hastaları satılan bir eşya gibi görüp sadece para almak için kullanıyordu.” diyen Korkmaz, “Bu zihniyette olan insanların bunları yapması kaçınılmazdı. Hastaların yoğun bakım süreçlerinde malzemeden tasarruf etmeye çalışıyorlardı. Bu insanları ben CİMER’e şikayet ettim.” şeklinde konuştu.
İLAÇ BİRİKTİRME İTİRAFI
Hemşire Hüseyin Günerhan da davada çarpıcı bir itirafta bulundu.
Örgüt iddiasını reddedip, suçsuz olduğunu savunan Günerhan, “Biz artan doz ilaçları ödemenin karşılamadığı hastalar için yabancı hastalar için biriktiriyoruz.” dedi.
Reyap Hastanesi’nde çalıştığı dönemde Fırat Sarı ile tanıştığını iddia eden Günerhan, “Ağabeyim de Reyap Acil’de çalışıyordu. Reyap’ta nöbet tutarak çalışmaya başladım. Burada kimseyi korumak için konuşmayacağım, doğruları söyleyeceğim.” dedi.
YENİDOĞAN ÇETESİ DAVASININ BİRİNCİ GÜNÜNDE NELER OLDU?
Türkiye’nin yakından takip ettiği Yenidoğan Çetesi soruşturmasında yargılama pazartesi günü başladı.
Adliyede yaşanan yoğunluk ve gerginlikler nedeniyle geç başlayan duruşmanın ilk günü önce kimlik tespitleri yapıldı.
Bin 399 sayfalık iddianamede çetenin ele başı ve yöneticisi olarak adları geçen doktor Fırat Sarı, İlker Gönen ve çetenin 112 çağrı merkezindeki elemanları ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir de duruşmaya getirildi.
Fırat sarı kimlik tespitinde aylık gelirinin 400 bin lira olduğunu söyledi.
Çorlu’da tutuklu bulunan sanıklar ise video konferans aracılığıyla kimlik beyanında bulundu.
MÜFETTİŞ RAPORUNDAKİ KAN DONDURAN AYRINTI
Sağlık Bakanlığı’nın müfettiş raporunda bebeklerin bir bölümüne pasif ötenazi uygulandığı, yani hiçbir tedavi yöntemi uygulanmadan ölüme terk edildiklerine yer verildi.
Bir hemşirenin ise yoğun bakımdaki bebeğin kalbinin durması üzerine doktora haber verdiği,,, doktorun ise “canlandırmaya gerek yok” dediği belirlendi.
YENİDOĞAN ÇETESİ DAVASINDA KİM NEYLE SUÇLANIYOR?
Çete üyelerinin taburcu olabilecek durumda olsalar dahi bebekleri sahte raporlarla, gereksiz yere ilaç vererek yoğun bakımda tuttuğu tespit edilmişti.
Bebekler şebekenin anlaşmalı olduğu özel hastanelere sevk ediliyordu.
Ne solunum desteği, ne ameliyat ne de ilaç… Bebekler çetenin istediği kadar hayatta tutuluyordu.
Bu süreçte 9’u İstanbul’da biri Tekirdağ’da 10 özel hastane kapatıldı.
Yenidoğan çetesinde kim kimdir, en son ne biliyoruz? 10 soruda bebek çetesi
Yenidoğan vurgununda fezleke hazırlandı: Bebeklere “pasif ötenazi”
Söz konusu yazı üzerine soruşturmada adı geçen Özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Şafak Hastanesi Bağcılar, Özel Silivri Kolan Hospital Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi’nin ruhsatları iptal edildi.