Zorlayıcı Olaylar Sonrası Çoğu Kişinin Yaşayabileceği 10 Belirti

Kendini kötü hissediyorsun ama kimseyle konuşmak, kendini açmak istemiyorsun. Bunun yaşanması o kadar doğal ki! Aslında insan konuşmadan anlaşılmak istiyor diyebiliriz. Bu gibi bir psikolojide yakınlarımızla vakit geçirmek bize iyi gelebilir. Onlarla konuşmadan da vakit geçirebiliriz…

İnsan bu süreçte hiçbir şey yapmak için motivasyon bulamıyor. Kesinlikle yapılması gereken sorumluluklar olsa bile sadece durmak, öylece yatmak istiyor. Özellikle de üniversite sınavı sürecindeki gençlerde travma sonrası sınava çalışamama gibi durumlar olabiliyor.

Yalnızca sorumluluklar aksatılmaz, aynı zamanda hayata dair keyif veren her şeyden de kaçılır. Arkadaşlarla mı buluşulacak? Asla! Güzel bir alışveriş mi yapılacak? Hiç o modda değilim!.. Hiçbir şey yapmama döngüsü o kadar güçlü bir hal alır ki, eğlenceden bile kaçmak artık normal bir şeymiş gibi gelmeye başlar.

Çevrede her kim varsa herkese, her şeye karşı bir agresyon yaşanabilir. Devamlı olarak insanları terslemeye, “Neden bu benim başıma geldi?” gibi sorularla beyin meşgul edilmeye başlanır.

Belki de en derinden hissedilen şey, geleceğe dair umutsuz bakıştır. O anın yarattığı yıkım ve mutsuzluk ilerideki hayallerin rengini de karartabilir. Böylece insan dünyayı çok daha gri, puslu görmeye başlayabilir. Umudunu kaybedince de doğal olarak bir sonraki güne mutlu uyanamayabilir.

Yaşanan zorlayıcı durumlar bazen sadece yaşayan kişiyi etkilemez, yakın çevresini de etkiler. Bu durumun yarattığı yıkım dışarıdan da açıkça görülebilir. Yakınınızı her zamankinden daha bitmiş, üzgün bir haldeyken düşünün. Bu durum sizi de oldukça üzer değil mi? O nedenle yakın çevre olaya dahil olmaya çalışır ancak buna izin yoktur.

Yardımların geri çevrilmesinin sebebi, duyguların inkar edilmesi olabilir. Her ne kadar ortada büyük bir hüzün olsa bile zaman zaman bunu yaşayan kişiler “Bende bir problem yok” diyerek yaşadıkları süreci görmezden gelebilirler. Bu da iyileşme sürecini geciktirebilir.

Sürecin çok daha zor geçmesinin en büyük sebeplerinden biri de temel ihtiyaçların aksatılması evresine girilmesidir. Uykusuzluk, öğün atlama ve hatta duş almanın bile gözde büyümesi günlük hayatın çok daha zor bir hal almasına sebep olur. Bu nedenle atılması gereken en önemli adımlardan biri, düzenli temel ihtiyaçların yerine getirilmesidir.

Yaşadığımız zorlayıcı olaylardan sadece psikolojimiz etkilenmez,  aynı zamanda baş ağrısı, mide bulantısı, kalp çarpıntısı gibi fiziksel etkileri de olabilir. Örneğin bazı kişiler stres yaptığında bu durum hemen midelerine ağrı olarak yansır. Bu gibi durumlarda fiziksel ağrılar sistematik bir şekilde ilerleyerek insanın hayat kalitesini düşürebilir.

Zorlayıcı durumların yarattığı her türlü stres, insanın vücudunda birikir, birikir ve ta ki taşıyamayacağı yere kadar onunla birlikte yola devam eder. Bu durumun yaşanmaması için yoğun kaygı sürecinde profesyonel destek almak iyi gelebilir. Profesyonel destek sayesinde insan kaygı gibi zorlayıcı duygularla nasıl başa çıkabileceğini öğrenebilir.