İstanbul’da, yurt dışında basılan sahte dolar banknotlarının piyasaya sürüldüğü ve bu nedenle Kapalıçarşı’daki bazı döviz bürolarının dolar alımını durdurması sonrası doların geleceği tartışılır hale geldi.
Teori dergisinin aralık sayısında Serhat Latifoğlu, “BRICS, Yeni Ekonomik ve Finansal Sistemin Kuruluşu” başlıklı yazısında “BRICS’in sahip olduğu hammadde kaynaklarıyla üretim gücünü bir araya getirmesi gerekse oluşturduğu alternatif ekonomik-finansal sistemle Batı’nın çöküşünü hızlandıracağını” iddia etti.
“Son bir yıl içinde gelişen ülkelerden en az 30 ülkenin daha başvuru yapması ve başvuruların her ay artmaya devam etmesi BRICS’in çekim gücünü gösteriyor” diyen Latifoğlu’nun yazısı şöyle:
Bir ülkenin güçlü kalkınması için gereken bazı temel unsurlar ekonomik planlama için vazgeçilmezdir. Bir ülke, kalkınmasını dört temel unsura dayandırdığında kalkınma hızını ve kalitesini yükseltebiliyor; hammadde kaynakları, üretim gücü ve altyapısı, pazarlar/ölçek, finansal altyapı/kaynaklar. Küresel ekonomide oluşturulan ekonomik birlikler için de bu unsurlar çok önemlidir. 2009 yılında kurulan BRICS bu unsurları bir araya getiren ve her geçen gün gücüne güç katan bir birlik olarak öne çıkıyor.
HAMMADDE KAYNAKLARI
Hammadde ekonomik stratejide temel unsurlardan biridir. Ekonomik kalkınma ve sürdürülebilir büyüme için hammaddenin etkin ve verimli kullanımı büyük önem taşır. Hammadde, üretim süreçlerinin başlangıç noktasıdır. İmalat sanayisinde kullanılan birçok ürünün temeli hammaddeye dayanır. Birçok ülke için hammadde, önemli bir ihracat kalemi oluşturur. Ayrıca hammadde ticareti, bir ülkenin ticaret dengesi üzerinde de etkili olabilir. İhracat ve ithalat dengesini korumak, ekonomik istikrar açısından kritiktir. Hammaddeye erişim, sanayi sektörünün gelişimini doğrudan etkiler. Hammadde, değer zincirinin başlangıç noktasında yer alır ve bu zincirin her aşamasında katma değer yaratılır. Hammaddenin işlenmesi ve son ürüne dönüştürülmesi süreçleri, ekonomik büyüme ve gelişme için kritiktir.
BRICS dünyada hammadde varlığı ve çeşitliliği açısından dünyada en güçlü ekonomik birliktir. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin girişi, BRICS’in enerji sektöründeki küresel etkisini güçlendirdi. BRICS, Şu anda petrol üretiminin %43,1’ini gerçekleşmekte, petrol rezervlerinin %44’ü BRICS’te bulunmaktadır.. Doğalgaza gelince; küresel üretimin %35,5’i ve küresel rezervlerin %53’ü BRICS’tedir.
Gıda maddeleri bakımından, genişleyen birlik şu anda dünya buğdayının %42’sini, pirincin %52’sini ve soyanın %46’sını üretmektedir. Brezilya ve Rusya’nın yanı sıra dünya pazarlarına yaptığı ihracat, BRICS’i küresel gıda güvenliğinin temel direklerinden biri haline getiriyor.
Tahıl İhracatçıları Birliği’nin hesaplamalarına göre, 2024 yılında örgüte katılanlar da dâhil olmak üzere BRICS ülkeleri yılda 1,24 milyar ton tahıl üretiyor ve bu da dünya üretiminin %44’ünü oluşturuyor. Tahıl tüketimi ise üretime neredeyse eşit olacak ve 1,23 milyar ton veya dünya tüketiminin aynı %44’üne denk gelecek. BRICS ülkeleri yılda 377 milyon ton veya dünya üretiminin %48’ine denk gelen buğday hasadı yapıyor ve 374 milyon ton veya dünya tüketiminin %47’sini tüketiyor. Mısır üretimi 501 milyon ton veya dünya üretiminin %40’ına ulaşırken, tüketim ise 484 milyon ton, yani dünya tüketiminin aynı %40’ına denk gelecek.[2] Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ‘BRICS Tahıl Borsası’nın yakında kurulacağını ilan etti. Bu girişim kuşkusuz tahıllarda bir avuç uluslararası tekelin yaptığı manipülasyonun önüne geçecektir.
BRICS, düşük karbonlu üretimin ve dijitalleşmenin yoğunlaştığı günümüzde bakır-nikel-çinko katışımları, nadir toprak elementleri ve bakır gibi bazı kritik metallerin hem üretiminde hem de küresel rezervlerinde hâkim bir konuma sahiptir.
BRICS madencilik üretimi (2023) Kaynak; USGS
BRICS metal rezervleri (2023) Kaynak; USGS
Tüm bu verileri alt alta koyduğumuzda BRICS’in gıda güvenliği, milli güvenlik (savunma sanayi için kritik hammadde ve nadir metaller), enerji güvenliği konularında güçlü bir konumda bulunduğunu görüyoruz. BRICS’in bu gücü Batı’nın her türlü tehdidi ve baskısına karşı gelişen ülkeler için BRICS’i güvenli bir sığınak haline getiriyor.
ÜRETİM GÜCÜ VE ALTYAPISI
Üretim, ekonomik kalkınmanın temel taşıdır. Üretim, GSYİH’ye önemli ölçüde katkıda bulunur ve genel ekonomik büyümeyi yönlendirebilir, katma değer yaratır. Güçlü üretim kabiliyeti vasıflı vasıfsız güçlü istihdam ve dolayısıyla yüksek yaşam standardına daha kolay ulaşmak demektir. Güçlü üretim yapan ülkelerin ihracat kapasitesi yüksektir, dış ticaret dengelerine kendi lehlerine değiştirebilir ve döviz geliri elde edebilirler. Üretim gücü yüksek ülkeler genellikle inovasyonu, teknolojik gelişmeyi teşvik ederek üretkenliğin artmasına, yeni ürün ve süreçlerin yaratılmasına yol açar. Güçlü bir üretim sektörü, çok sayıda tedarikçi ve hizmet sağlayıcıyı içeren karmaşık bir tedarik zincirinin gelişimini destekler ve bu da ekonomik faaliyeti daha da teşvik eder. Yüksek üretim gücü daha geniş ekonomiye fayda sağlayan ulaşım, enerji ve iletişim ağları gibi altyapıda iyileştirmeleri gerektirdiği için altyapı yatırımlarının gelişmesinde büyük etkendir. Üretim gücü gelişmiş ülkeler ekonominin çeşitlendirilmesine yardımcı olur, herhangi bir sektöre olan bağımlılığı azaltır ve ekonomiyi dış şoklara karşı daha dayanıklı hale getirir. Özetle, üretim ekonomik kalkınma için kritik öneme sahiptir ve büyümeyi, yeniliği ve refahı yönlendiren çok sayıda fayda sağlar.
BRICS sadece hammadde zengini ülkelerden oluşmuyor. Aynı zamanda dünyanın en önemli üretim merkezleri BRICS bünyesinde bulunuyor. BRICS başta Çin olmak üzere üretim gücü, imalat kabiliyeti ve katma değer anlamında dünya sıralamasında açık ara önde bulunuyor. OECD verilerine göre Çin, Hindistan ve diğer BRICS üyelerin dünya üretimindeki payı %40’ı aşıyor. Bu durum BRICS’i hammadde ve üretimi birleştiren yıkılmaz bir güce eriştiriyor.
Kaynak; OECD
PAZARLAR VE ÖLÇEĞİN ÖNEMİ
Büyük pazarlara, yani geniş tüketici kitlelerine sahip olan ekonomiler, ekonomik büyüme ve kalkınma açısından avantajlıdır. Büyük pazarlar, geniş bir tüketici tabanına sahip oldukları için mal ve hizmetlere yüksek talep, satış ve yüksek gelir anlamına gelir. Daha fazla sermaye girişi ve büyük ekonomik ölçek avantajları sağlar. Böylece büyük ölçekli üretim yapılır ve birim maliyetleri düşer, rekabet gücü artar. Büyük pazarların başka bir etkisi istihdama olumlu katkısıdır. Dolaysıyla gelir dağılımı ve toplumsal refaha olumlu katkısı olur.
1980’lerde muazzam bir tüketim potansiyeline ulaşan ve dünyanın en büyük pazarlarını oluşturan G7 ülkeleri bu alanda egemenliğini kaybediyor. Aşağıdaki görsel 2030 yılında dünya ekonomisinin en önemli ilk on pazarını gösteriyor. BRICS’in mevcut üyeleri ve aday statüsünde yer alan ülkeleri dâhil edersek 2030 yılında dünyada en çok tüketen on ülkenin sekizi BRICS üyesi olacak. Böylece G7’nin ekonomisine dayanıklılık ve güç sağlayan büyük tüketim pazarları avantajı BRICS’e geçmiş olacak. İhracat için pazar arayanlar G7’nin kapısını aşındırmayacak, BRICS’e satış yapabilmek artık çok daha cazip olacak.
FİNANSAL ALTYAPI VE KAYNAKLAR
Sağlıklı ve sürdürülebilir bir ekonomi, güçlü büyüme için finansal altyapı ve kaynaklar önem taşır. Güçlü bir finansal altyapı bir ülkenin yatırımlarını finanse edebilmesi için gerekli olan sermaye erişimini sağlar. Finansal sistemler, kaynakların daha verimli bir şekilde dağıtılmasını ve kullanılmasını sağlar. Sağlıklı işleyen finansal sistemler, ekonomideki dalgalanmaları ve şokları dengelemeye yardımcı olarak makroekonomik istikrarı sağlar. Merkez Bankaları ve düzenleyici kurumlar, finansal istikrarı koruma görevini üstlenir. BRICS bünyesinde kurulan Yeni Kalkınma Bankası ve BRICS üyelerinin öncülük ettiği mBridge para transfer sistemi BRICS’in kurduğu alternatif finansal sistemin iki temel ayağını oluşturuyor. Böylece Batı’nın gelişen ülkeler üstünde silah ve şantaj aracı haline dönüşmüş finansal sisteme karşı alternatif bir finansal sistem oluşturularak Batı’nın hegemonyasına büyük bir darbe indirilmiş oluyor. Bu tarihi adım dünya siyasetini ve ekonomisini ilelebet değiştirecektir.
GÜÇLÜ FİNANSAL ALTYAPININ TEMEL TAŞLARI
1945’lerden itibaren süregelen ABD hegemonyası Washington Konsensüsü ile güçlendirildi. ABD lehine yapılan düzenlemeler ile ‘serbest ticaret ve dolarizasyonun’ devamlılığı, dünya çapında kurulan askeri üslerle ABD hâkimiyetinin güvenliği sağlandı. On yıllar boyunca hâkimiyetin devamı için estirdiği terör ve ekonomik oyunlara rağmen BRICS dolarizasyonu sona erdirecek altyapıyı oluşturmayı başardı. BRICS’in adımlarını beş temel başlık altında inceleyelim.
1) Para Transfer Sistemi
Kırım’ın Rusya Federasyonu’na katılma kararının ardından Rusya’ya uygulanmaya başlayan ekonomik ambargo Rusya’nın 2022’de başlattığı Özel Ukrayna Operasyonu’ndan sonra şiddetlendi; Rusya küresel finansal sistemin tamamen dışına çıkarıldı. Ambargo sürecinin başlarında Rusya ile Çin arasında yapılan ticaretin %90’ından fazlası ABD dolarıyla yapılıyordu. 2015 yılında iki ülkenin aldığı karar sonrasında milli paralarla ticaret başlatıldı. Geçen ay içinde Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yaptığı açıklamada Çin ile Rusya arasında yapılan ticarette ABD doları kullanımının tamamen ortadan kalktığı ilan edildi. İki ülke arasında ticaretin 240 milyar dolar büyüklüğünde olduğunu göz önünde bulundurursak kaydedilen gelişmenin önemi ortaya çıkıyor. Bu adımla iki ülkenin banka mesajlaşma ve para transfer sistemleri uyumlu hale getirildi (Rusya’ya ait olan SPFS ve Çin’e ait olan CIPS). SWIFT fiilen devre dışı bırakıldı ve büyük hacimli işlemler yapıldı.
2021yılında İsviçre kökenli BIS (Uluslararası Ödemeler Bankası), Çin, Hong Kong, Tayland, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan liderliğinde yeni para transfer sistemi mBridge projesi hayata geçti. Bu sistem BRICS üyelerinin öncülüğündedir ve üyelerin kullanacağı bir altyapıdır. Geçen üç yıl içinde yapılan milyonlarca dolarlık gerçek işlemlerle test edilen mBridge sistemi, BIS’in çekildiğine dair yaptığı açıklamaya rağmen BRICS üyelerinin kullanımına açıktır. Ethereum tabanlı blok zincir altyapısına dayanan bu sistem güvenli, hızlı, düşük maliyetlidir. mBridge’in kurulmuş olması ve yapılan başarılı işlemler Batı finansal sisteminin temellerinden birisini oluşturan ve adeta silaha dönüştürülmüş olan SWIFT’in etkisini kaybetmesi anlamına geliyor. BRICS’in ödeme sistemlerinde gerçekleştirdiği bu atılım Batı’nın finansal sisteminin yıkılmasında önemli bir rol oynayacaktır.
2) Milli Paralarla Ticaret
Çin ve Rusya’nın kendi aralarında başlattığı ve öncülük ettiği girişim, gelişen ülkeler arasında milli paralarla ticaretin yaygınlaşmasında etken oldu. Çin-Endonezya, Hindistan-Rusya, Tayland-Çin gibi çok sayıda ülke ikili ticari işlemlerini milli paralarla gerçekleştiriyor. Bu işlemlerde özellikle ağır ambargo altında olan Rusya-İran ticari işlemlerinin dijital paralarla yapılması ambargoların etkinliğinin iyice azaltılması anlamında büyük önem taşıyor. Şimdilik sadece Rusya-Çin arasında gerçekleşen ‘tamamen dolarsız’ ticaret BRICS üyesi ülkelerin kendi arasında ve BRICS üyesi ülkelerin üye olmayan ülkelerle ticaretine yayılacaktır. Bu gelişme ticaret hayatında yaygın olarak kullanılan ABD dolarına olan ihtiyacı düşürecek, şirket ve kişilerin dolar tasarrufu yapmalarını sınırlayacak ve merkez bankalarının dolar rezervlerinin azalmasını sağlayacaktır. Zincirleme etki ile dolarizasyonun hızla azalması ve ülkelerin ABD dolarına olan bağımlılığından kurtulmaya başlaması yakındır.
3) Rezerv Para
Dolarizasyonun gücünü sağlayan en önemli unsurlardan birisi ABD dolarının rezerv para olarak kullanılmasıdır. 1944’te kurulan Bretton Woods sistemi ile ABD dolarının referans para birimi olarak kullanımına karar verilmesi, bu süreçte kurulan IMF, Dünya Bankası gibi kurumlar ve bu kurumların sağladığı krediler hem gelişmiş hem de gelişen ülkelerin ABD dolarına olan bağımlılığını pekiştirdi. Bu kurumlar aracılığıyla ABD gelişen ülkelerin siyasi ekonomik yönetimlerin müdahale etme, kendi ekonomik programına göre ekonomik ’reçeteler’ hazırlama ve dolar borcu batağına sürükleme imkânı buldu. Gelişen ülkelerin önemli bir kısmı bu borçları asla kapayamadı; aksine borçlar katlandıkça katlandı. Bu da dünyada faaliyet gösteren çok sayıda merkez bankasının borçlarını ödeyebilmek için ABD doları talep etmesine ve rezervinde dolar tutma zorunluluğuna neden oldu. 2008 finansal krizinden sonra merkez bankalarının dolar yerine alternatif para birimlerine ve en önemlisi de altına yönelmesi eğilimi her geçen gün güçleniyor. Özellikle Rusya’nın 2022 yılında 300 milyar dolar değerindeki varlığının dondurulması bir uyarı niteliğindeydi. Çok sayıda merkez bankası dolar varlıklarını satıp altın almaya başlarken fiziki altının Batı ülkelerinden kendi ülkelerine çekilmesi işlemleri artmaya başladı. Önümüzdeki yıllarda ABD dolarının yerini daha çok altın alacak. BRICS üyeleri sadece altın rezervlerini artırmıyor. Aynı zamanda yıllardır yeni bir rezerv para oluşturma konusunda tartışmalar yapıyor. Bu yıl içinde yapılan açıklamalara göre BRICS parası %40 oranında altından, %60 oranında BRICS üyesi ülkelerin para birimlerinin sepetinden oluşacak. Ödemelerin ve ticaretin dolardan arındırılması öncelikli olduğu için BRICS ‘yeni rezerv para’ için acele etmiyor.
4) Borçluluk ve Borç Kompozisyon
ABD’nin gelişen ve yoksul ülkeler hatta gelişmiş bazı kapitalist ülkeler üstünde kurduğu finansal egemenliğin önemli araçlarından birisi borçlardır. ABD güdümlü finansal kurum ve şirketlerin verdiği borçlar aracılığıyla ülkelerin siyasi ve ekonomik yapısı yeniden tasarlanıyor. Ödeme sorunu yaşayan ülkeleri daha bağımlı yapmak için fahiş oranlardan ABD doları borcu vererek hem faizden kazanç sağlamak (böylece özel şirketlerin sağladığı borçların seviyesi de yükseltiliyor) hem de dolara bağımlılığını pekiştirmek istiyor.
G7 ülkeleri 1980 sonrası hızlanan finansallaşma sonucunda yüksek %100’ü aşan GSYİH/borç oranlarına ulaşmıştır.[3] BRICS üyelerinin ortalama GSYİH/borç oranları %60’larda bulunuyor. Bu açıdan baktığımızda BRICS ülkeleri G7 ülkelerine oranla borçluluk anlamında çok daha iyi durumdadır. Ancak ABD dolarıyla borçlanma BRICS üyesi olan ve olmayan tüm ülkeler için tehdit unsuru olmaya devam ediyor.
BRICS bünyesinde kurulan Yeni Kalkınma Bankası dolar bağımlılığını azaltmak ve BRICS üyelerini IMF pençesinden kurtarmak için önemli bir kurumdur. Yeni Kalkınma Bankası gelişen ülkelerin altyapı yatırımlarını, kamu veya özel projeleri destekleyen bir politika izliyor. Bankanın kurucuları arasında sadece BRICS üyeleri değil BRICS üyesi olmayan Cezayir, Bangladeş gibi ülkeler de var. Banka kredi verdiği ülkelerin siyasi ve ekonomik yapılarına müdahale etmiyor ve gizli bir ajandası yok. Verilen kredinin %30’u kredi verilen ülkenin para birimi ile gerçekleşiyor. Böylece krediyi kullanan borçlu borç çevirmek için ABD doları satın almak ve rezervinde tutmak gibi bir yükten kurtuluyor. Önümüzdeki yıllarda verilen borcun kalan %70’inin büyük ölçüde BRICS üyesi ülkelerin para birimlerinin sepetinden veya BRICS’in oluşturacağı rezerv para ile sağlanması bekleniyor.
5) BRICS Artık Önemli Bir Alternatiftir
Sonuç olarak BRICS ekonomik, finansal gücüyle ve arz ettiği potansiyelle dünya ekonomisinin dinamosudur. Gerek sahip olduğu hammadde kaynaklarıyla üretim gücünü bir araya getirmesi gerekse oluşturduğu alternatif ekonomik-finansal sistemle Batı’nın çöküşünü hızlandıracaktır. Son bir yıl içinde gelişen ülkelerden en az 30 ülkenin daha başvuru yapması ve başvuruların her ay artmaya devam etmesi BRICS’in çekim gücünü gösteriyor. Yukarıdaki veriler bize bu çekim gücünün tesadüf olmadığını kanıtlıyor.
Batı’nın sömürücü ve acımasız ekonomik hegemonyasına karşı BRICS insanlığın umut ışığı olmuştur.
BRICS NEDİR
Öte yandan, gelişmekte olan ülkelerin uluslararası konularda daha çok söz sahibi olmasını isteyen Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin 2006’da, “BRIC” grubunu kurdu. Grup adını, bu ülkelerin İngilizce baş harflerinden alıyor. 2011’de Güney Afrika’nın da katılmasıyla grubun adı “BRICS” oldu.
Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri de 1 Ocak’ta BRICS’e katıldı.
Grubun genişletilmiş hali için herhangi bir isim açıklanmadı ama grubun adının “BRICS+” olacağı düşünülüyor.
Arjantin de gruba davet edilmişti. Ülkenin yeni cumhurbaşkanı Javier Milei BRICS’e katılmayacaklarını söyledi.
BRICS ülkeleri yıllık zirve toplantılarında kararlar alıyor.
Grup üyesi ülkeler sırayla, bir yıllığına grubun dönem başkanı oluyor.
TEORİ DERGİSİNİN ARALIK SAYISINDA NELER VAR
Yaygın süreli aylık dergi Teori’nin 419. sayısında BRICS bütün yönleriyle inceleniyor. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek BRICS’in karakterini tarihsel ve ideolojik olarak yerli yerine oturturken, dünyanın geleceğinde BRICS’in rolüne dikkat çekti.
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Namık Tan; BRICS’in kurumsallaşması, mevcut yapısı, dünya dengeleri üzerindeki rolünü ve Türkiye’nin BRICS politikasını değerlendirdi.
Kalkınma ekonomisti, yazar Bartu Soral BRICS ülkelerinin geleceğine yönelik tespitlerde bulundu.
BRICS ve Türkiye üzerine belirlenen üç aynı soru üç farklı kişiye soruldu: Prof.
Dr. Hasan Ünal, Doç. Dr. Mehmet Perinçek ve gazeteci Recep Erçin.
Ekonomist Hakan Topkurulu, dolar hegemonyasına karşı geliştirilen alternatif çözümler bağlamında BRICS’i değerlendirdi.
Doç. Dr. Özgür Bayram Soylu, Türkiye’nin BRICS yolculuğunda doğru politikalara ve stratejilerin önemine dikkat çekti ve önerilerde bulundu.
Stratejik Araştırmalar Merkezi- STRASAM Başkanı Dr. Hüseyin Fazla, BRICS üyesi ülkelere güvenlik ve savunma perspektifinden mercek tuttu.
Finansal süreçleri yakından izleyen iktisatçı Serhat Latifoğlu, BRICS ülkelerinin finansal boyutunu
sundu. Siyaset bilimci Umur Tugay Yücel, BRICS ailesinin geleceğine dair tespitlerde
bulundu.
Dr. Ali Alsaç, BRICS’in dijital dayanaklarını sunarken, BRICS üyelerinin dijital dönüşümlerine yönelik önerilerde bulundu.