Ankara’da bir özel hastanede Hareket Et Diyabeti Yok Et semineri düzenlendi. Burada konuşan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Cüneyd Anıl, Türkiye’nin Avrupa’da diyabet sıklığı en yüksek ülke olduğunu belirterek, “Dünyada her 10 erişkinden 1’i, Avrupa’da ise her 11 erişkinden 1’i diyabetle mücadele ediyor. Türkiye’de ise bu oran daha çarpıcı: 1997-1998 yıllarında yüzde 7,2 olan diyabet sıklığı, 2010 yılında yüzde 13,7’ye yükseldi ve artış trendi devam ediyor” dedi.
‘2045’TE 783 MİLYONA ULAŞACAK’
Dr. Anıl, yaşam tarzındaki değişikliklerin diyabet sıklığını artıran başlıca nedenlerden olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
“Kentsel yaşam tarzıyla birlikte hareketsizliğin yaygınlaşması ve beslenme alışkanlıklarının değişmesi gibi faktörler, özellikle tip 2 diyabetin görülme sıklığını artırıyor. Bunun yanı sıra nüfus artışı ve ortalama yaşam süresinin uzaması gibi demografik değişimler de diyabet yükünü artırıyor. Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) verilerine göre 2021 yılında dünyadaki diyabetli hasta sayısı 537 milyon iken, bu sayının 2045 yılında 783 milyona ulaşacağı öngörülüyor.”
‘HIZLI KİLO KAYBETTİREN ŞOK DİYETLER RİSK TAŞIYOR’
Uzman Diyetisyen Melis Bengisu Demirci de diyabetli kişiler için sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çekti. Demirci, “Diyabet diyeti, kısıtlayıcı bir beslenme şekli değildir. Tam aksine, meyve, sebze, tam tahıl, kuru baklagiller gibi sağlıklı karbonhidratlardan ve düşük yağ içerikli gıdalardan zengin bir beslenme planıdır. Ayrıca kompleks karbonhidratların tercih edilmesi kan şekerindeki ani dalgalanmaları önleyerek uzun süreli tokluk sağlar.
Diyabet yönetiminde en önemli nokta, tüm besin gruplarından dengeli bir şekilde tüketim ve öğün saatlerine dikkat etmektir. Kişiye özel olmayan, kısa sürede hızlı kilo kaybı vaat eden diyetler, diyabetliler için büyük risk taşımaktadır. Özellikle karbonhidrat-protein ayrımına dayalı diyetler ya da düşük enerjili şok diyetler, diyabetli bireylerin sağlık durumunu olumsuz yönde etkileyebilir. Doğru bir beslenme planı, hastaların yaşam kalitesini artırır ve diyabetin olumsuz etkilerini en aza indirir” dedi.
BESLENME VE EGZERSİZİN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKTİ
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ayla Harmancı ise modern diyabet tedavi yöntemlerine dair bilgi verdi. Harmancı, “Diyabet tedavisinde kullanılan ilaçlar, insülin üretimini artırmaktan bağırsaktaki karbonhidratların emilimini yavaşlatmaya kadar farklı mekanizmalarla etki eder. Ancak, tüm modern tedavi yöntemlerine rağmen diyabetin yönetiminde beslenme ve egzersiz hâlâ temel taşlardır” diye konuştu.
Seminerde, diyabet hemşiresi Hicran Yıldız ‘Diyabetin Takibi ve Eğitimi’, hemşire Meysun Erdem ‘Diyabetlide Ayak Bakımı’ başlıklarında detaylı bilgi paylaştı. Fizyoterapist Sacide Coşan ise, diyabette hareketin önemini katılımcılarla birlikte egzersiz yaparak anlattı.